Yenilenemez Kaynaklar Hakkındaki Düşüncem

Vizroy

Demir Madencisi
Mesajlar
316
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
126
Puanları
0
Bence elektronik eşyalar falan kaldırılsın ilk çağdaki gibi yaşayalım mağara felan.
 

Legendlord

Altın Madencisi
Mesajlar
353
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
470
Puanları
0
Gereksiz yazdığından dolayı tamamını okumadım bile
Tamamını okumadıysan, bilgi sahibi olmadığın bir konuda cevap yazma hakkını nereden buluyorsun?
Orada sana yöneltiğim sorulardan kurtulma yöntemin mi bu?
Yurtdışından alınan fiyatı dediğiniz gibi olursa 2-3 katına kadar çıkar.
Zaten 2-3 katına alıyoruz , şu toz pembesi gözlükleri çıkarın ve azıcık borsayı takip edin.

Türkiye enerji ve tabii kaynaklar bakanı Taner Yıldız'ın konuşmalarını izleyip, bir değerlendirebilirsin.
Kalitesiz ve cahil bakanlarımız var, Şeriat Cumhuriyeten daha iyi diyen bakanlarımız var, Sen hala burada "Bakan ne derse doğrudur" mantığını yürütüyorsun , aferin.
Sen şimdi banada inanmazsın, Ulaştırma Bakanından al sana bir örnek ;
Ve cidden siz bu adamların her dediğinde inanıyorsunuz?


Dediğim gibi Hükümet yapmak istiyor Nükler santral neden destekle miyorda bunlar hala ayakkabı kutusu deniyor?
Öncelikle Türkçen konusunda tebrik ederim. Çok güzel bir Türkçe kullanmışın...
Ben nükleer enerji ile ilgili hiçbir şey söylemedim nereden çıkardın böyle bir şey? Üstüne üstün bu konuyu bide ayakkabı kutusu ile bağdaşlaştırmışın, oysaki ben onu çok daha farklı bir şey için söylemiştim... Algıda şeçicilik bu olsa gerek.

Gelişmemizi istemeyen devletler bunu durdurmak için elinden gelen herşeyi yapıyor.
Sizin gelişmiş devlet anlayışınız olan Şeriat a geçmektense, size göre gelişmemiş devlet anlayışı olan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize en büyük armağanı olan Cumhuriyeti yeğelerim.

Neyse daha fazla yazmanın alemi yok, sana ayıracak vaktimde yok, nede olsa bir kulağından girecek, öbüründen çıkacak...
 

LegendofAnatolia

Kaptan Penguen
Mesajlar
2,229
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
1,011
Puanları
0
Düşüncene saygı duyarım ama, Türkiye deki bütün yer üstü, yer altı, güneş, hava, suyun enerjiye dönüşmesiyle birlikte sadece şuanda kullanılanın %30'u karşılanmakta.
Ve bu çok düşük bir oran. Türkiye de öncelikle Termik - Nükler santrealler bulunmuyor.
Eğer dediğin gibi olursa %10'u bile Türkiye üretemiyecek hale gelir ve buda dışardan ithalat miktarı artar, ve bu sayede mazot fiyatlarını bile geçmeye başlar.
Ve ardından bunun Radyasyon kısmı bulunuyor. Evde, garajında, kapında, yatak odanda bu kadar elektrik - elektronik eşya bulunması demek.
Ölüm oranlarının - Kanser oranlarının yükselmesi demek.
1dk içinde 5 çocuk doğup 1 insan hayatını kaybediyorsa eğer bu oran artarak 5 - 3 e kadar çıkabilir.
Buda Türkiye'nin ilerlemesine değil gerilemesine sebep olur.
Bırakın mazot fiyatları artsın. O araba egzozlarından çıkan dumanlar doğayı kirletmesi, senin yere çöp atman, tükürmen bunlar küçük unsurlar.
Eğer gerçekten bunları düşünmek istiyorsan fabrikatörlere büyük cezai işlem uygulanmasını talep etmen gerekiyor ki buda bu adamların işine gelmiyor.
Adam yılda 1.000.000.000€ Alıyorsa 500.000.000€ Almaktan korkuyor...
Sadece Türkiye açısından değil dünya açısından konuşuyorum zaten anında yapamazlar. Ve bunu yapacaklarsa bu dediklerine de önceden önlem alırlar elektrik üretimine.
 

Vienicome

Hayalet Avcısı
Mesajlar
2,646
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
5,172
Puanları
6,640
Şimdi @Legendlord un yazdığı şeyleri okuyamıyacam ama güneş panelleri düşündüğünüz kadar yüksek elektrik üretmiyor (muhtelen biliyorsunuzdur), şimdiki çoğu "yeşil enerji" icatı kendini amorti edemiyor yeterince etkili bi çözüm bulana kadar yenilenemez kaynaklara devam edilir hatta tükenene kadar.
 

LegendofAnatolia

Kaptan Penguen
Mesajlar
2,229
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
1,011
Puanları
0
Şimdi kardeşim iyi güzel şahane yazmışın ama velakin(!) yazdıklarının büyük çoğunluğu şaçmalıktan öte bir şey değil. Gelip burada bana yenilenemez enerji kaynaklarını savunma , hangi kara cahil bunu aklınsa soktuysa çıkarmanı tavsiye ederim...
Gün gelicek o yenilenen enerji kaynakları insanlara yetmeyecek ve şu an bazı yerleye yetmiyor bile , gün geçtikce insanlarda aşırı bir nüfus artış olacak ve o kaynaklar kimseye yetmeyecek , kaynaklar için şavaşlar çıkacak , bu elimizde az kaynakları daha da kirletecegiz, nükleer bombalar Dünya'da birçok yeri mahfedicek ve yaşamaya&üretim yapmaya imkansız hale getirecek ve Dünya yaşanılmaz bir hal alıcak...
Ya da iyi bir senaryo yaşanacak ;
İnsanlar yenilebilir enerji kaynaklarına yönelecek , yeni yenilenebilir ya da daha ucuz kaynaklar buluncak , Dünya daha temiz , insan sağlığı için daha uygun bir yer haline gelicek . Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla , doğayla birlikte doğmuş&yaşamış genç nesiller sayesinde insanlar büyük adımlar atıcaklar vs vs

Biz senaryoları bırakalım tabi, gelelim senin dediklerine...

Öncelikle bize demişin ki :
"Türkiye'deki BÜTÜN hava , su , güneş , yeraltı , yerüstü vb kaynakları kullanınca şuankinin %30 u ediyor"
Peki... Şimdi sana bir sorum var ; Siz nere ara BÜTÜN enerji kaynaklarını kullandınız sonra bunu şu an ki ile karşılaştırdınız? Bu söylediğin cidden bir deney mi yoksa kara cahillerden duyma laflar mı? Eğer ben haksız isem ve bu cidden gerçek deney ise, bu deney Ne zaman? Kimler tarafından? Nasıl yapıldı?(Özellikle BÜTÜN kaynakları kullanıp , karşılaştırdıkları bölümü açıklamanı isterim.)

Hayır kardeşim anlamıyorum , rüzgar desen ne zaman ne kadar siddetle eseceği belli olmuyor , rüzgarın yönü sıcaklığı vs her an değişebiliyor , kimse NET bir şey söyleyemiyorken , garip bir şekilde siz bunu ölçebiliyorsunuz?
Güneş demişin, bize yetmez demişin
Öncelikle şu güzelim Dünya'mızda Güneş'ten daha iyi bir enerji kaynağı bulamazsın, hem yeterince elektirik veriyor , hemde doğaya zarar vermiyor.

Peki
Sen yaklaşık 8 adet güneş panelinin ortalama 1 evin BÜTÜN enerji ihtiyaçını karşıladığını biliyormuydun? Özelliklede canım Türkiye'mde güneş ışınlarının 60 derecelik açıyla gelmesinden dolayı , çoğu dünya ülkesine nazaran güneş enerjisi Türkiye'de daha kullanışlı ve verimli. Bizden daha az verime sahip olmasına rağmen , güneş enerjisi kullanan ülkelerden söz etmeme gerek yoktur her halde?
Hadi bide ekonomik yönden bakalım:
Öncellikle demişkin ki, mazotmuş, oymuş-buymuş, bunların fiyatı artacakmış , pahalı olacakmış, Türkiye'nin dışa bağımlılığı artacakmış...

Biz şu an zaten petrolu çok ucuza kullanıyorduk ya(!), mazot çık ucuzdu ya(!) Sanki bizim satış gücümüz , alış gücümüzde fazlaydı ya(!)
İŞE BAK SEN , BÜTÜN BUNLAR YENİLEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI YÜZÜNDEN OLUÇAKMIŞ
Bırakın allah aşkına ...
Farkındamısın bilmem ama bu dediklerin zaten gerçekleşti, belki şaşırabilirsin ama tüm bunların sebebi Yenilenebilir enerji kaynakları değildir kardeşim, asıl sebebi hükümettir , bir ülke sırf kullandığı enerji kaynağı yüzünden batmaz ya da bu hale gelmez.
şu an bunlar yaşanıyorsa bilki sebep hükümetir , ayakkabı kutularıda olabilir.. Ya da gezi parkında polis tarafından çocugun kafasına atılan ve 208 gündür çocuğu komada tutan küçük bir gaz bombasıda olabilir...
Daha sayayim mi? Say Say Bitmez
Seç beğen al..


Neyse efendim...

Hadi ben cahil olayım, hiçbir şey bilmeyim, bildiklerimde yalan olsun.

O zaman buyur bak sana akedamik bir yazı , hemde ülkemizde odtü petrol mühendisliği mezunu ve enerji konusunda Türkiye'nin sayılı uzman isimlerinden biri olan A. Necdet Pamir'in yazısı, buyur ;

Kendi ülkesinin kaynaklarını yadsıyan, başta hidrolik ve linyit olmak üzere, mevcut ülke kaynaklarından yeterince yararlanmayan, yurt içi arama çalışmalarını (özellikle petrol, doğal gaz ve kömürde) tamamen terkeden, üretilen enerjinin % 20’sinden fazlasını tüketiciye ulaşmadan kaybeden, ülkemizin enerji ve özellikle elektrik üretimini büyük oranda tek ve ithal bir kaynağa, yani doğal gaza bağlayan, enerji ile ilgili kurumları, partizanca atamalarla iş göremez hale getiren, enerjinin giderek artan stratejik ve jeopolitik boyutunu göz ardı ederek, enerji alanını sadece ticari faaliyet boyutunda algılayan siyasi zihniyetlerin, bu temel ilkeleri yaşama geçirmelerinin söz konusu olamıyacağı geç de olsa görülmüştür. Ne var ki bunun bedeli; enerjide kaos, fiyatlarda aşırı pahalılık olarak ödenmeye devam etmektedir.

Ne güzel demiş adam , biz zaten kendi içimizdeki yenilebilir ya da yenilenemez (fark etmez) enerji kaynaklarını kullanamadığımızdan dolayı , zaten dışarıya bağlıyız, zaten her şey bu yüzden pahalı...
Şimdi gelelim senin son model teknoloji harikası olan elektrikli arabalar yerine , egzozlu arabaları savunman konusuna ...

Ne gariptir ki egzoz dumanının cevreye verdiği zarar ile , sakızın cevreye verdiği zararı bir tutmuşun.
Bide elektrikli araçların radrasyon şaçtığını söylemisin.

Peki hepsine değinelim o zaman ;

Egzoz dumanı ve sakız? Hmm aynı etkiyemi sahip acaba? Sakızı yere atarsın , kuş yer , kuş ölür , başka hayvan onu yer ve doğadaki denğe bozulmadan devam etmiş olur.(Yere Sakız atmayı savunmuyorum tabi)
Egzoz dumanı napar? Hani sakızla aynı etkiye sahip olan egzoz dumanı...

Napar biliyormusun ? Öncellikle şunu bilmeni isterim ki akciğer en kritik organlardan birisi ve sana göre zararsız olan egzoz dumanı akciğerlerini mahfediyor, safi akciğerlede kalmıyor vücudun başka yerlerinede zarar veriyor.
Bunu şöyle açıklarsak daha iyi olacaktır : Akciğerlerin de kendine has bir temizleme sistemi mevcut, ancak havadaki egzoz gazından dolayı bu sistem bozuluyor. Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklar alt solunum yollarına ulaşarak zatürreye, hatta kansere kadar götüren bir süreç ortaya çıkarıyor. Eğer hamile bireyler egzoz gazına maruz kalırsa, anne karnındaki bebek annesinden daha çabuk hastalıklarla yüzleşiyor, kalıtımsal ve kronik zehirlenmeler meydana geliyor.

Yani senin dediğin gibi o yavrucağızlar elektrikli arabalardan değil, o sana göre sakızla eş değer olan egzozdan dolayı ölüyor.

Peki ya elektrikli arabalar ? Cidden dediğin kadar insana zarar veriyor mu? Çünkü demişin ki 1 kişi ölen varsa bu 4-5 e çıkacak, ölüm sayısının 5 katına çıkması sence mantıklımı?
Diyelim ki mantıklı , diyelim ki bu elektrikli arabalar dediğin kadar radyasyon yayıyor. Dostum senin dediğin şeyi gerçekleşmesi için 1.si elektrikli arabanın çok ama çok fazla radyasyon yayması lazım (ki yaymıyor , çok az yayıyor , günlük hayata maruz kaldığın radyasyon yanında bir HİÇ) , 2.si senin araba ile yatman lazım , ciddi ciddi böyle yatağının yanında araba olmalı, benim bildiğim kadarıylada yatağının yanında araba ile yatan insan yok. Adam apartmanda otursa , kaç kat aşağıda duruyor araba , oradan radyasyon gelecek hali yok ya? Villa ya da Malikane desen zaten o kadar zengin adamların arabaları için ayrı bir evleri var , yani oradan zaten hiç gelemez ...
Ve şimdi döndüm baktım, upuzun bir makale&eleştiri yazmışım.

Uzatamaya gerek yok, diyecek söz kalmadı zaten.

İyi Forumlar
Ben yenilenebilir enerji kaynaklarını savunuyorum, yenilenemez enerji kaynaklarını kullanmanın saçma olduğunu söylüyorum. Sen bana yenilenemez enerji kaynaklarını savunma demişsin düzgün okurmusun ?
 

Legendlord

Altın Madencisi
Mesajlar
353
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
470
Puanları
0
Şimdi @Legendlord un yazdığı şeyleri okuyamıyacam ama güneş panelleri düşündüğünüz kadar yüksek elektrik üretmiyor (muhtelen biliyorsunuzdur), şimdiki çoğu "yeşil enerji" icatı kendini amorti edemiyor yeterince etkili bi çözüm bulana kadar yenilenemez kaynaklara devam edilir hatta tükenene kadar.
Yav bu kadar üşengeç olmayın lütfen, ben siz bilgilenin diye yazmaya üşenmedim, siz okumaya üşeniyorsunuz.
Tabi biraz işsiz olma faktörüde var :)
 

LegendofAnatolia

Kaptan Penguen
Mesajlar
2,229
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
1,011
Puanları
0
Burada sadece güneş panellerinden bahsetmiyoruz. Eğer bilim adamları bio fuel çıkarabilirse çok güzel bir gelişme olur. Rüzgar panelleri , jeotermal enerji belki magma'yı kullanarak enerji üretmenin yolunu bile bulurlar.
Eninde sonunda uranyumdur bordur petroldür kömürdür doğalgazdır bitecek elektriğie mahrum kalıcaz. Yeni elektrik üretim yolları araştırılıyor.
 

Vienicome

Hayalet Avcısı
Mesajlar
2,646
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
5,172
Puanları
6,640
Burada sadece güneş panellerinden bahsetmiyoruz. Eğer bilim adamları bio fuel çıkarabilirse çok güzel bir gelişme olur. Rüzgar panelleri , jeotermal enerji belki magma'yı kullanarak enerji üretmenin yolunu bile bulurlar.
Şimdi o teknolojilerin çoğu var biyolojik yakıtı yosunlardan elde ediyorlar rüzgar panellerini üretiyorlar ama üretimi pahalıya mal oluyor, kendini karşılaması onlarca yıl alıyor boş olduğum zamanlarda saatlerce discovery sciene izledim hepsini anlatıyorlar ne manyak fikirler var dünyayı kurtaracak bi görsen.
Mesela en sevdiğim fikir ve en mantıklısı :
Piramit şeklinde içine ışık alabilecek bir yapı, en alt kısımda türbinler var mantığı basit hava ısındıkça yukarı çıkacak, aşağıda hava akımı oluşacak ve türbinler elektrik üretecek.
Yapılabilirse oldukça işe yarar.
 

LegendofAnatolia

Kaptan Penguen
Mesajlar
2,229
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
1,011
Puanları
0
şu an güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve nükleer enerji en temiz doğa dostu enerji kaynaklarımız. Nükleer Santral'in 1 yılda çevreye yaydığı radyasyonu röntgen makinesi 1 defada yayıyor. Hidroelektrik santralleri balıkların göçünü olumsuz etkileyebiliyor. Rüzgar güllerine kuş çarpan diyenler var ne kadar saçma konuştuklarının farkında bile değil zaten onlar. Yok deprem olacak kırılacak patlayacak dersek bu ülke bir yere gitmez. 30 ülkede 438 nükleer santral kullanılırken 42 nükleer santral inşaa aşamasında. Gelişmişlik düzeyinde bizden daha düşük ülkelerde bile nükleer santral bulunmakta. Adamlar böyle düşünmüyor direk yapıyor. Biz böyle düşünmeye devam edersek ohoooooo nükleer santralsiz kalcaz. Bırakın işlerini yapsınlar. Ayrıca yeni nesil nükleer santrallerin güvenlik sistemleri eski santrallere kıyasla daha güvenilir. İleride daha da geliştireceklerini düşünüyorum.
 
Son düzenleme:

GaLaxY

Demir Madencisi
Mesajlar
266
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
120
Puanları
0
Evet evet haklısınız ya bende öyle düşünüyordum. (okumadı)

GT-I9300 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

LegendofAnatolia

Kaptan Penguen
Mesajlar
2,229
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
1,011
Puanları
0
8.NÜKLEER SANTRALLER:

Radyasyonun normal şartlarda toplumsal etkisi yoktur. Radyasyonla uğraşanların şahsi
etkilenmeleri söz konusudur. Çernobil olayı, ihmal ve geri kalmış teknolojinin ürünüdür. Bir
çok gelişmiş ülke, nükleer enerjiyi tercih etmektedir.

Paris’e 50 kilometre yakında bir nükleer santral varken ve Avrupa’daki her dört
ampulden birinin nükleer enerjiyle aydınlandığını söylersek nükleer santrallere karşı çıkmanın
bilgisizlik olduğunu daha iyi kavrar ve sadece geri kalmış ülkelerin cesaret edemediğini
anlarız.

Çernobil olayı ilk olarak gizlenilmek istenmiştir. Ama üzeride aşırı miktarda
radyasyon tespit edilen nükleer santral işçisinin üç gün işe gelmemiş olduğu anlaşılınca olay
daha fazla gizlenememiş ve radyasyonun meteorolojik yayılmasını gerçekleştirdiği
anlaşılmıştır. Anlaşılmasından sonra Almanya tonlarca süt imha etmiştir.

Radyasyonun Karadeniz’in yapısı gereği deniz yoluyla ulaşması mümkün değildir.
Radyasyon ilerlese bile denizde seyrekleşecek ve dibe doğru çökecektir.

Hava yoluyla Trakya’da ve Doğu Karadeniz’de görülmüş ve tedbirleri alınmıştır.
Gelen radyasyon ise zararlı olabilecek düzeyde değildi. Belki çok sınırlı bir alanda kötü
sonuçlarıyla karşılaşılmıştı. Ama o yıl haksız yere fındık ve çayımıza kısıtlama getirilmiş ve
tonlarcası imha ettirilmişti.

Bir nükleer kazada yapılabilecek ilk ve en acil müdahale radyasyon kaynağının kalın
beton zırh ile çevrelenmesidir. Eğer bu sağlanamıyorsa bu özelliği taşıyan bir sığınağa
girilmeli ve radyasyonun dozu azaldığında dışarıya çıkılmalıdır.

http://www.metu.edu.tr/-sahin/yayin/RADYASYON.pdf alıntıdır.
 

GaLaxY

Demir Madencisi
Mesajlar
266
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
120
Puanları
0
Şu nükleer santralini mümkünse uzaya yapsınlar sonra patlatıyorlar.

Samsung Galaxy S3 Cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi.
 

Üst