Minecraft Gizleri III.

Minecraft Gizleri II.'yi okudunuz mu? Okuduysanız bu günlükle beraber nasıldı?

  • Minecraft Gizleri II, Bugünün günlüğüyle beraber güzeldi.

    Kullanılan: 7 46.7%
  • Minecraft Gizleri II güzeldi, ancak bugünün günlüğüne biraz daha ekleme yapılabilirdi.

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Minecraft Gizleri II çok saçmaydı, Bugünün günlüğüne ekleme yapılabilirdi.

    Kullanılan: 1 6.7%
  • Farketmiyor, öylesine okuyorum.

    Kullanılan: 7 46.7%

  • Kullanılan toplam oy
    15

Cobainnn

Kömür Madencisi
Mesajlar
131
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
58
Puanları
0
Günlük IV. her şey yeniden başlıyor!

Uzun bir konuşmanın ardından sonuç olarak tuzağa düşürüldüm. Beni Bedrock'un dibine [Hapishane] attılar. Ama elimdekileri almadılar salak, zaten Keep inventory var nasıl olsa. Aldım elime bir kazma, ettim içine Hapisanenin. Hyouton ve yanındaki neydi la.. Ha Stephoney hala çaktırmadan iş yapıyordu o sırada. Neyse.

Hapishaneden kaçtığımda Stephoney'in evine doğru koşup envanterimi aldım. Sebebi ise yine bir delilik yapıp öküz gibi düz olan map'ta keşif yapacaktım- Da, aklıma koordinatlarım geldi. Aklımda nereydeyse Bir PC'nin boş alanı kadar Koordinat vardı. Ve ilk hatırladığım en son yaptığım evdi. [M.G II'deki evim varya] Oraya doğru yolculuğum başladı. Ve benim olduğum yer: -846 12 700 - Evimin yeri: 14 12 -134 ...
Oraya hızla ancak At ile varabilirdik, ancak olduğum yerde bir At bile yoktu. Her neyse, hızla Dragonhold'dan uzaklaştım. Tahminen İmparator ve diğerleri hala hapishane'de sanıyorlardır beni, mağlum elimdekileri almadılar.

Dragonhold'dan hızla uzaklaştım. Çevremde herhangi şüphe uyandıran bir durum yok, sadece meşe ağaçları, inekler, koyunlar, tavuklar ve benzeri. Yürürken içime sanki bir ferahlık geldi. Şöyle bir durum daha var ki, uzun bir süre sonra en nihayet Moblar ile savaşabilecektim. Diğer bir deyişle, Hyouton ve Stephoney'den ayrılacağıma üzülmüyorum, sağı solu belli değil onların. Kahvaltı'da bile her dakka pasta yemekten bana gına geldi, inek eti bile ondan daha güzel oluyor uzun süre sonra! Umarım Gücümü toparlarım uzun süre sonra.

Yolun yarısına geldim neredeyse. Hava yavaş yavaş kararıyor. Daha 10 dakikada [Ne alakası var derseniz, sabah ve akşamın süresi 10 dk'dır. Bilgi olsun :ı] yetişemediysem, hayrı alameti yok. Zaten hayvanların sayısı arttı. Bedrock ile yüzey arasında 12 blok var, elmas bulmak, normal bir map'e göre zordur. O nedenle elimdeki Elmas'ları biraz daha dikkatli kullanmalıyım [Hatırlıyorsanız size günlük başında 2'den fazla 64'lük Elmasımın olduğunu söylemiştim :p].

Hava artık kararmış, örümcekler yavaş yavaş çıkıyordu. En çok aradığım şeylerden biri ise Enderman idi, uzun zamandır ona "CİBİLİ CİBİLİ ŞAK ŞAK ŞAK ALTILI YEDİLİ ŞAK ŞAK ŞAK" dememiştim, herhalde bunu söylemeyeli 2-3 sene oluyor. Bu cümle aklıma her zaman kız kardeşimi hatırlatıyor. Oyunda bana ok atıp sonra kaçarak "Cibili cibili şak şak şak" dediği olurdu, en sonunda tabii salak, baş döndürücü iksiri yiyiordu benden. Her neyse.

Yoluma hala hiçbirşey olmadan devam eden ben, en sonunda nazar değdi ve 3 okçu arkamdan geldi. Dahası da var, öküz gibi ağaçların altında Sülale toplanıyor bilemezsiniz, 16-20 ne kadar varsa hala da devam ediyordu. Yolun yarısı dediğim koordinat da böyle: 100 12 -300. Fazla ileri gitmişim.

Ama dahası da var, buna rağmen ben hayatıma eski anılarımla tekrar başlayacaktım. Ve buna çok az kaldı..

Gelecek günlük: Uzun zamanlar sonra sorulan ilk soru: Hiç acıyı tattın mı?[DOUBLEPOST=1388081317,1388081284][/DOUBLEPOST]Oh be, düşünmekten içim parçalandı.
 

Cobainnn

Kömür Madencisi
Mesajlar
131
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
58
Puanları
0
Ban yemek uğruna bu kadar çok sevdiysen yaparız. :D Öğleden sonra yazmaya başlarım, ama bir sorunum var.

BEN ESKİDEN 5 GÜNLÜK YAZARDIM GÜNDE >:c[DOUBLEPOST=1388209734,1388209023][/DOUBLEPOST]
Anaa sen hesabını benim doğum günümde açmışsın ne tesadüf tesadüfe gel :p
:D[DOUBLEPOST=1388249348][/DOUBLEPOST]Günlük V: Uzun zamanlar sonrası sorulan ilk soru: Hiç acıyı tattın mı?

Mob'lar daha da artmaya başlamıştı. Arkamdan da gelen iskelet sayısı ile beraber, diğerleri de önüme çıkıyordu. Artık harekete geçsem iyi olacak, yoksa çok geç olacak benim için- O da neydi? Steve mi yoksa başka bir skinli insan mıydı? Yok canım, Steve olamazdı o. Buralardan geçmesi için dünyayı dolaşması lazımdı. Neyse, önce buradaki ayıları öldürmeliydim.

Önüme 3-5 tane Örümcek geldi. Arkamda ise 1 creeper, 3 iskelet vardı. 3 iskelet'i de Creeper'a vurdurmalıydım, böylece örümcekleri kolay halledecektim. Şansım yağver gitti, Sadece iki iskelet ona daldı, diğeri ise bana doğru fırlatmaya devam ediyordu. Ancak yinede halledebilirdim işlerini. İskelet bana ok attıkça, ileriye gitme hızım artıyordu, ancak hasar da az çok gidiyordu, mağlum Server'in kurucusu Hard modunda bırakmış, Multiplayer olduğundan değiştiremem ayarları, çünkü biliyoruz ki Singleplayer'da menü'ye bastığımızda Oyun dururdu, ancak Multiplayer'da herkese eşit olduğundan zaman, asla durmaz oyun. Her neyse, Örümceğin 3'ünü de öldürdükten sonra sıra İskelet'e geldi. Oku büyülüydü, bende ise Büyüsü olmayan bir elmas zırh ve kılıç vardı, buna rağmen öldürmeyi başardım.

Evim'i bulmaya neredeyse çok az kalmıştı. Ancak, koordinatları karıştırmaktan Mob'lar ile savaşmam daha da artıyordu. Üstelik sabah olmaya başlamıştı. Ancak hala merak ettiğim bir şey vardı: O yanımdan hızla geçen şey neydi? Merakım daha da büyüyor, her dakka biraz daha vakit kaybediyordum.
Uzun bir araştırma, uzun bir savaş, uzun bir gece sonrası, bir köy buldum. Bu köy'ün çevresi duvarlarla kaplı. Daha sonra kırılıp da yenisinin yapıldığı bir duvar. Bu duvar, bu köy.. Benim köyüm!

İnsanlar gerçekten de gelişmiş, konuşabiliyorlardı. Artık Tarla'da Havuç - Patates gibi 3 bitkiden oluşan bir yer değil, Demir madeni artık önünde lav olan bir yer değil, Artık çok yönlü bir yer haline gelmişler. Mineshaft'lar, daha çok eşya.. Bunlar saymakla bitmez ki! Köye adımlarımı atmaya başladığımda, herkes bana karşı bir hoşgeldin tipi, daha sonra ise büyük bir şok ve sevincin kurbanı oldular. Herkes büyük bir sevinçle bana doğru koşuyordu. Yeni şeyler, yeni yerler gösterme isteği bulunduruyordu. En sonunda çocukların röpörtaj isteğine kapıldık:

Bir çocuk:
-İsminiz Cobainnn'di değil mi?
-Kaç tane mob- Çekil ordan ben sorucam!
Hey hey, itişmeyin!
-Sizi görünce kızlar bayıldı :D-
Bir kız ise: "Hadi ordan be, sadece saçının rengi çok hoş." diyerek yüzü kıpkırmızı çekiniyordu.
Ancak birinin sorduğu soru, bana büyük bir hasar getirdi:
-Afedersiniz, siz.. Siz hiç acıyı tattınız mı?
... tepkim gerçekten herkesi susturdu. Gerçekten aklıma "acı" kelimesi gelince tanıdığı, sevdiği insanların katliamı hep gelmişti, devam da ediyordu...

Günlük VI: Düşürülen pusu, dev bir ordu.

-..Evet, bir acıyı tattım. Peki, bunu neden sordun?
Çocuğun yüzü gerçekten hüzünlü bir bakış aldı. Ne olduğunu bile anlamayan ben, bir anda çocuğun gitmesine neden oldu. Ondan sonra zaten yine aksiyon - gerilim her türlü soru türü yine beni buldu.

Daha sonrasında, evime gitmem gerektiğini, daha sonra tekrar gelebileceğimi farkettim. Evimin nerede olduğunu biliyordum. Uzakta, ancak çaprazımdaydı. Evime gireceğim anda, bir tuzağa düşürüldüm. Çevrem, gerçekten de Moblar ile kaplıydı. Ama bu moblar, seçilmiş moblar olmalıydı. Çünkü asla normal bir tuzakta, tamamen zırhı veya büyüsü olan iskelet - Zombiler'den olmazdı çoğunlukla. Bunun arkasında kim vardı, ne bileyim ben [Ben ne bileyim Yaaaaaandex miyim?!?!]? Kendi kendime daha da konuşursam, öleceğimi biliyordum. O nedenle atağa başladım. Ancak bir etki olmuyordu. Minik zombilerin saldırması, kafamı karıştırıyordu, o nedenle örümceklere kolay kolay dalamıyordum.

Creeper'lar bile Elektrik sahibi Creeper'lar olarak seçilmişlerdi. Gerçekten bunları kim seçti merak ediyordum. Savaşırken, düşündüm, taşındım, soruşturdum. Ancak bana düşman olan birini hiç tanımıyordum, çünkü bana düşman olan öküz gibi insanları zaten öldürdüğümü hatırlıyorum. Ama aklıma da başka bir şey gelmiyor. Tam o sırada, arkadan gelen bir düzine Altın zırhlı insanlar, buraya geliyordu. Herhalde, bu benim Minecraft ve burayı son görüşüm olacaktı. Ancak değil, bunlar bizim köylüler imiş! Onların atağı, bana gerçekten de güç verdi. Bunun ile beraber bende atağa geçtim. Uzun sürmedi gelmeleri, çoğu kişi yetişemeyince, oklar ile saldırıp, diğerleri ise Atlarını kuşanmış saldırıyorlardı. Ama kıskançlığım burada da başladı: "Benim niye atım yok?"

Pusu'nun alt üst olması sonucu, hava kararıyordu. Arkamı döndüğümde, gerçekten benden 1 km uzakta olan, Steve'ye benzese'de gözleri bembeyaz olan biriydi bu.

-Yok artık- Yok ya, o olamaz. İmkansız! O şey.. O- Herobrine'mıydı?

Gelecek bölüm: Efsaneler yavaş yavaş çıkıyor![DOUBLEPOST=1388255472][/DOUBLEPOST]Beyler 5 beğeni, karşılığında 2 bölüm koyarız panp. Çok üç kağıtçıyım. :D
 

Cobra_HD

Lapis Toplayıcısı
Mesajlar
943
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
342
Puanları
590
Ruh hali
Ban yemek uğruna bu kadar çok sevdiysen yaparız. :D Öğleden sonra yazmaya başlarım, ama bir sorunum var.

BEN ESKİDEN 5 GÜNLÜK YAZARDIM GÜNDE >:c[DOUBLEPOST=1388209734,1388209023][/DOUBLEPOST]
:D[DOUBLEPOST=1388249348][/DOUBLEPOST]Günlük V: Uzun zamanlar sonrası sorulan ilk soru: Hiç acıyı tattın mı?

Mob'lar daha da artmaya başlamıştı. Arkamdan da gelen iskelet sayısı ile beraber, diğerleri de önüme çıkıyordu. Artık harekete geçsem iyi olacak, yoksa çok geç olacak benim için- O da neydi? Steve mi yoksa başka bir skinli insan mıydı? Yok canım, Steve olamazdı o. Buralardan geçmesi için dünyayı dolaşması lazımdı. Neyse, önce buradaki ayıları öldürmeliydim.

Önüme 3-5 tane Örümcek geldi. Arkamda ise 1 creeper, 3 iskelet vardı. 3 iskelet'i de Creeper'a vurdurmalıydım, böylece örümcekleri kolay halledecektim. Şansım yağver gitti, Sadece iki iskelet ona daldı, diğeri ise bana doğru fırlatmaya devam ediyordu. Ancak yinede halledebilirdim işlerini. İskelet bana ok attıkça, ileriye gitme hızım artıyordu, ancak hasar da az çok gidiyordu, mağlum Server'in kurucusu Hard modunda bırakmış, Multiplayer olduğundan değiştiremem ayarları, çünkü biliyoruz ki Singleplayer'da menü'ye bastığımızda Oyun dururdu, ancak Multiplayer'da herkese eşit olduğundan zaman, asla durmaz oyun. Her neyse, Örümceğin 3'ünü de öldürdükten sonra sıra İskelet'e geldi. Oku büyülüydü, bende ise Büyüsü olmayan bir elmas zırh ve kılıç vardı, buna rağmen öldürmeyi başardım.

Evim'i bulmaya neredeyse çok az kalmıştı. Ancak, koordinatları karıştırmaktan Mob'lar ile savaşmam daha da artıyordu. Üstelik sabah olmaya başlamıştı. Ancak hala merak ettiğim bir şey vardı: O yanımdan hızla geçen şey neydi? Merakım daha da büyüyor, her dakka biraz daha vakit kaybediyordum.
Uzun bir araştırma, uzun bir savaş, uzun bir gece sonrası, bir köy buldum. Bu köy'ün çevresi duvarlarla kaplı. Daha sonra kırılıp da yenisinin yapıldığı bir duvar. Bu duvar, bu köy.. Benim köyüm!

İnsanlar gerçekten de gelişmiş, konuşabiliyorlardı. Artık Tarla'da Havuç - Patates gibi 3 bitkiden oluşan bir yer değil, Demir madeni artık önünde lav olan bir yer değil, Artık çok yönlü bir yer haline gelmişler. Mineshaft'lar, daha çok eşya.. Bunlar saymakla bitmez ki! Köye adımlarımı atmaya başladığımda, herkes bana karşı bir hoşgeldin tipi, daha sonra ise büyük bir şok ve sevincin kurbanı oldular. Herkes büyük bir sevinçle bana doğru koşuyordu. Yeni şeyler, yeni yerler gösterme isteği bulunduruyordu. En sonunda çocukların röpörtaj isteğine kapıldık:

Bir çocuk:
-İsminiz Cobainnn'di değil mi?
-Kaç tane mob- Çekil ordan ben sorucam!
Hey hey, itişmeyin!
-Sizi görünce kızlar bayıldı :D-
Bir kız ise: "Hadi ordan be, sadece saçının rengi çok hoş." diyerek yüzü kıpkırmızı çekiniyordu.
Ancak birinin sorduğu soru, bana büyük bir hasar getirdi:
-Afedersiniz, siz.. Siz hiç acıyı tattınız mı?
... tepkim gerçekten herkesi susturdu. Gerçekten aklıma "acı" kelimesi gelince tanıdığı, sevdiği insanların katliamı hep gelmişti, devam da ediyordu...

Günlük VI: Düşürülen pusu, dev bir ordu.

-..Evet, bir acıyı tattım. Peki, bunu neden sordun?
Çocuğun yüzü gerçekten hüzünlü bir bakış aldı. Ne olduğunu bile anlamayan ben, bir anda çocuğun gitmesine neden oldu. Ondan sonra zaten yine aksiyon - gerilim her türlü soru türü yine beni buldu.

Daha sonrasında, evime gitmem gerektiğini, daha sonra tekrar gelebileceğimi farkettim. Evimin nerede olduğunu biliyordum. Uzakta, ancak çaprazımdaydı. Evime gireceğim anda, bir tuzağa düşürüldüm. Çevrem, gerçekten de Moblar ile kaplıydı. Ama bu moblar, seçilmiş moblar olmalıydı. Çünkü asla normal bir tuzakta, tamamen zırhı veya büyüsü olan iskelet - Zombiler'den olmazdı çoğunlukla. Bunun arkasında kim vardı, ne bileyim ben [Ben ne bileyim Yaaaaaandex miyim?!?!]? Kendi kendime daha da konuşursam, öleceğimi biliyordum. O nedenle atağa başladım. Ancak bir etki olmuyordu. Minik zombilerin saldırması, kafamı karıştırıyordu, o nedenle örümceklere kolay kolay dalamıyordum.

Creeper'lar bile Elektrik sahibi Creeper'lar olarak seçilmişlerdi. Gerçekten bunları kim seçti merak ediyordum. Savaşırken, düşündüm, taşındım, soruşturdum. Ancak bana düşman olan birini hiç tanımıyordum, çünkü bana düşman olan öküz gibi insanları zaten öldürdüğümü hatırlıyorum. Ama aklıma da başka bir şey gelmiyor. Tam o sırada, arkadan gelen bir düzine Altın zırhlı insanlar, buraya geliyordu. Herhalde, bu benim Minecraft ve burayı son görüşüm olacaktı. Ancak değil, bunlar bizim köylüler imiş! Onların atağı, bana gerçekten de güç verdi. Bunun ile beraber bende atağa geçtim. Uzun sürmedi gelmeleri, çoğu kişi yetişemeyince, oklar ile saldırıp, diğerleri ise Atlarını kuşanmış saldırıyorlardı. Ama kıskançlığım burada da başladı: "Benim niye atım yok?"

Pusu'nun alt üst olması sonucu, hava kararıyordu. Arkamı döndüğümde, gerçekten benden 1 km uzakta olan, Steve'ye benzese'de gözleri bembeyaz olan biriydi bu.

-Yok artık- Yok ya, o olamaz. İmkansız! O şey.. O- Herobrine'mıydı?

Gelecek bölüm: Efsaneler yavaş yavaş çıkıyor![DOUBLEPOST=1388255472][/DOUBLEPOST]Beyler 5 beğeni, karşılığında 2 bölüm koyarız panp. Çok üç kağıtçıyım. :D
Gel 3 Tane A4 Vereyim Sana :D
 

Cobainnn

Kömür Madencisi
Mesajlar
131
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
58
Puanları
0
[Ben ne bileyim Yaaaaaandex miyim?!?!]?
:DD o reklamı güzel yapmışlar :D[DOUBLEPOST=1388918944,1388918885][/DOUBLEPOST]Neyse, beğeni karşılığı bimlemlesi zaten şakaydı. İsteyen beğenir isteyen beğenmez hayret bir şey. Ben yazayım da. :D[DOUBLEPOST=1389908771][/DOUBLEPOST]Arkadaşlar, şu sıralar sıkışığım bekleteceğim için özür dilerim.
 

yentibaba

Altın Madencisi
Mesajlar
375
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
301
Puanları
590
Ruh hali
fena değil. bunların hastaları var.. role play senaryolarıyla sırf yazışsal ortamda oyun sunan siteler var ve aşırı popüler bu oyun türü uzunca zamandır.
minecraft başlı başına hikayeler üretilebilecek kadar zengin altyapılı ve bol kaynaklı bir oyun zaten.
sırf mc üzerinden "rpg scenario" akımı başlatılmalı bence.
Wouuvv... :aşık:
 

Cobainnn

Kömür Madencisi
Mesajlar
131
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
58
Puanları
0
Günlük VI: Efsaneler Geri dönüyor!

..Ama o günden sonra senin yok olman gerekirdi! Nasıl?! SEN NASIL OLUYOR DA HA-

Herobrine atağa geçerken sözüm yarıda kesildi, gerçekten de şaşkınım. Nasıl, o olaydan, avcıdan sonra kim açtı o Totemi? Bunları önce Herobrine hallolduktan sonra halledeceğim.
Herobrne Atağa geçerken hep sağ ayağıma ve sol ayağıma saldırıyordu, nafile. Çünkü benim yaptığımsa, aralıksız saldırısından dolayı bir zaman kazanmaktı. "Tam Zamanı" derken Herobrine çoktan gitmişti. Ne olduğunu hiç anlamamıştım.

Evin içerisine girdiğimde köpeğim resmen içerisini dağıtmıştı. Tuhaf olan şey, ben onun ismini unutmuştum :c Arkasını döndüğünde yaptığı şey üzerime atlamak veya yalamak değil, Yemek istiyordu. Minecraft hala gelişememiş. Kapıyı açarken köylünün bana bir et getirdiğini farkettim. Sadece bu değil, benden sonra köpeğe her gün bunun baktığını anladım. Dışarı çıkarken, Yaratıcı modunda yerkeştirdiğim ağaçlar hala duruyordu ve evin yanına eklenen bir şey vardı, Bir göl.
Bu gölün üzerinde nilüferler vardı. Eski usul Dekor amaçlı bir göl bu. pek önemi olmasa da güzel duruyor.

Onu bunu derken, kafamda hala Herobrine vardı. Hala da çıkıyor. Uyurken üzerime geliyor ve dediği şuydu:

-O vakti hatırlıyorsun. Hatırlıyorsun değil mi? Daha ne kadar saklayacaksın? Ne kadar erteleyeceksin daha? Belirlenen zamana yaklaiıyoruz...

Bu söz, kız kardeşimin sözüydü. Onun yaptığı bir Tapınak vardı, Oraya son çarpışmanın olacağı Steve - Ben - Herobrine bulunacağız. Üçümüz arasında olacak bir savaştır. Eğer buna yaklaşıyorsak gerçekten, benim o tapınağı değil, bir an önce asıl evimi bulmam lazım.



Herobrine - Ben - Steve olmasının 3 sebebi vardır. Bunların ilki Dragonhold'u işgal edişimin yıldönümünde Herobrine ile Dragonhold'da çarpışmam.
İkincisi, Steve'nin M.C I'de beni ormanlarda görüşü. Neden bilmiyorum ancak Steve gördüğünü çevresinden kaldırmak için bunu yapıyor olabilir.
Üçüncüsü, biz III Mojang Klanının bir üyesiyiz. III Mojang, Bize oyuncular tarafından verilen özel bir klandır. Bizim kim olduğumuzu tanınmamızı kolaylaştıran bir klandır. Herobrine buna tepki verse dahi, onun gücü, 1.000.000 kişiye hiç yetemezdi.

Yol hazırlıklarına başladım. Ancak aklıma ilk Dragonhold'un işgal planı geldi, o planı evin altında, -30 blok altına bir mağaraya koymuştum. Oraya doğru doğaçlama kazdım. Planı buldum ve okudum. TOPLAM 20 KİŞİNİN işgale yetebileceğini yazmışım, ne kadar da salağım. Ama imkansız da değildi! Bunu başarabilirim! Köylülerden hemen yardım isteyeceğim...

Sonraki bölüm: Günlük VII: Dragonhold işgal ediliyor!
 

Üst