Burada ne yapıyorum?
Aslında güzel bir soru.Ben Minecraft'ta farklı bir bakış açısını konu alan hikayeler yazıyorum.Minecraft, inek öldürüp et topladığınız ve elmas bulup zırh yaptığınız bir oyun olabilir size göre ama bana göre çok farklı ve karmaşık bir dünya...Gelin bu yeni dünyayı hep birlikte öğrenelim.İnanın bana hiçbir şey düşündüğünüz gibi değil.
Konu; Köylerden köye yapılan madde ticareti ve zümrüt sermayesinin gerçekte nasıl olduğu.
Düşündüğümüz;Gökten zembille düşen malzemeleri şans eseri bulduğumuz köylerdeki insanlardan alabiliriz.Bu insanların zaten tek işlevi ve hayatı bize sattıkları eşyalar.
Gerçekte öyle mi? Bir bakalım...
______________________________________________________________________________________________
Işıklar, eskimiş ve rengini kaybetmiş tahtadan evlerin üzerinde parlıyordu.İnsanlar güneşin doğduğunu, çatılarındaki çatlaklardan içeri sızan ışıktan anlıyordu bu sayede penceresi olmayan evlerin içi bile ışıl ışıl olurdu.Bende sabahın geldiğini yer altındaki bir depoda öğreniyordum.Uzun burunlu postacı Uvlyn, çanını çalarak yatakhanemize dalıyordu.Yer yüzü ile tek iletişimimizi bu çirkin görünüşlü adam sağlıyordu ama ondan genede nefret ediyordum.Belki de hiç posta alamayan tek kişi olduğumdandır.Kuzey Köyü'ünün altında diğer köylere bağlı tünellerden birinde yaşıyorum.Biz burada tüneller açar ve diğer köyler ile madde alış verişini sağlarız.Bizim halkımızca ticaret çok önemlidir.Yeryüzündeki her insan ticaretle uğraşır.Yeraltında ise durum farklıdır.Ticaretle uğraşmaktan çok çuval ve vagon taşırız.Kitap,kılıç,kereste...Ne kadar gereksiz şey varsa.Bir günün karşılığında 5 zümrüt alırız.Bu paralar ise ailemize gider.Eğer aileniz yoksa bu pis kokulu delikte çalışmanızın pek bir anlamı da yok zaten.Bu gün başka bir köyden gelen vagonları boşaltmak ile görevliyim.İçleri kömür dolu...Bu da ellerimin kararacağı anlamına gelir.Bu günün sonunda 5 zümrüt alacağım.Bu kömürler yeryüzüne ipler yardımı ile taşınır.Ardından bu kömürler dışarıdan gelen maceracılar tarafından zümrüt karşılığı ile alınır.Zümrütün bir maden olduğunu duymuştum.Kömür ya da demir gibi.Ne derece doğru emin değilim.Zaten bu meşaleler ile aydınlatılan ortamda tek eğlencemiz dedikodu yapmak.Dedikodular içinde en çok sevileni hiç şüphesiz Herobrine'dir.Çok farklı biçimlerde anlatılır.Benim bile uykumu kaçırmışlığı vardır.İşte dördüncü vagonda boşaltıldı ve yeniden yüklenmek için yola çıkabilir.Yarın yine aynı olaylar yaşanacak.Ondan sonraki gün ve ondan sonraki günde...
______________________________________________________________________________________________
Eğer devam etmesini istiyorsanız lütfen belirtin.Farklı bir yönden bakmamı istediğiniz bir olay varsa bunu da yorum olarak yazarsanız sevinirim.
Aslında güzel bir soru.Ben Minecraft'ta farklı bir bakış açısını konu alan hikayeler yazıyorum.Minecraft, inek öldürüp et topladığınız ve elmas bulup zırh yaptığınız bir oyun olabilir size göre ama bana göre çok farklı ve karmaşık bir dünya...Gelin bu yeni dünyayı hep birlikte öğrenelim.İnanın bana hiçbir şey düşündüğünüz gibi değil.
Konu; Köylerden köye yapılan madde ticareti ve zümrüt sermayesinin gerçekte nasıl olduğu.
Düşündüğümüz;Gökten zembille düşen malzemeleri şans eseri bulduğumuz köylerdeki insanlardan alabiliriz.Bu insanların zaten tek işlevi ve hayatı bize sattıkları eşyalar.
Gerçekte öyle mi? Bir bakalım...
______________________________________________________________________________________________
Işıklar, eskimiş ve rengini kaybetmiş tahtadan evlerin üzerinde parlıyordu.İnsanlar güneşin doğduğunu, çatılarındaki çatlaklardan içeri sızan ışıktan anlıyordu bu sayede penceresi olmayan evlerin içi bile ışıl ışıl olurdu.Bende sabahın geldiğini yer altındaki bir depoda öğreniyordum.Uzun burunlu postacı Uvlyn, çanını çalarak yatakhanemize dalıyordu.Yer yüzü ile tek iletişimimizi bu çirkin görünüşlü adam sağlıyordu ama ondan genede nefret ediyordum.Belki de hiç posta alamayan tek kişi olduğumdandır.Kuzey Köyü'ünün altında diğer köylere bağlı tünellerden birinde yaşıyorum.Biz burada tüneller açar ve diğer köyler ile madde alış verişini sağlarız.Bizim halkımızca ticaret çok önemlidir.Yeryüzündeki her insan ticaretle uğraşır.Yeraltında ise durum farklıdır.Ticaretle uğraşmaktan çok çuval ve vagon taşırız.Kitap,kılıç,kereste...Ne kadar gereksiz şey varsa.Bir günün karşılığında 5 zümrüt alırız.Bu paralar ise ailemize gider.Eğer aileniz yoksa bu pis kokulu delikte çalışmanızın pek bir anlamı da yok zaten.Bu gün başka bir köyden gelen vagonları boşaltmak ile görevliyim.İçleri kömür dolu...Bu da ellerimin kararacağı anlamına gelir.Bu günün sonunda 5 zümrüt alacağım.Bu kömürler yeryüzüne ipler yardımı ile taşınır.Ardından bu kömürler dışarıdan gelen maceracılar tarafından zümrüt karşılığı ile alınır.Zümrütün bir maden olduğunu duymuştum.Kömür ya da demir gibi.Ne derece doğru emin değilim.Zaten bu meşaleler ile aydınlatılan ortamda tek eğlencemiz dedikodu yapmak.Dedikodular içinde en çok sevileni hiç şüphesiz Herobrine'dir.Çok farklı biçimlerde anlatılır.Benim bile uykumu kaçırmışlığı vardır.İşte dördüncü vagonda boşaltıldı ve yeniden yüklenmek için yola çıkabilir.Yarın yine aynı olaylar yaşanacak.Ondan sonraki gün ve ondan sonraki günde...
______________________________________________________________________________________________
Eğer devam etmesini istiyorsanız lütfen belirtin.Farklı bir yönden bakmamı istediğiniz bir olay varsa bunu da yorum olarak yazarsanız sevinirim.
