VorBow
Demir Madencisi
- Mesajlar
- 308
- En iyi cevaplar
- 0
- Beğeniler
- 1
- Puanları
- 0
2 yada 3 yıl önce yazmıştım ve tabi o zamanlar küçüktüm imla kurallarına ve hikaye anlatımına pek dikkat etmemişim neyse hikaye parça parça olmuştu ve güzel olmamıştı , 1. kitap dediğim hikayenin ilk kitabını buraya atacağım tekrar okununca daha rahat anlaşılır hikaye (ankete oy vermeyi unutmayın)
Bir Herobrine Efsanesi I. Kitap
I. Bölüm İlk Tanışma I.
Soğuk bir kış günüydü dışardaki uğultulardan fırtına olduğu belliydi steve odunlardan yaptığı küçük bir evde yaşıyordu.Steve evinde yatağına uzanmış tavana bakıyordu kim bilir içinden neler geçiyordu birden uğultu geçti steve fırtınanın aniden dinmesini tuhaf buldu daha sonra cıt cıt diye ses geldi bir yerden steve ilk başta korktu , daha sonra cesaretini topladı kendi kendine steve sen bir numarasın sen hiçbir şey korkmazsın küçücük sesden mi ürküyorsun dedi.Hemen eline kılıcını alıp kapının yanına gitti.Kapının hemen yanına gizlendi kapıyı açtı ve birde ne görsün içeri bir koyun girmiş steve ilk başta şaşırmış bumuydu korkacağım yaratık diye kendine kendine gülmeye başlamış o anda birden koyun insana dönüşmüş steve’nin kaşla göz arasında burnun dibine gelmiş steve ne yapacağını şaşırmıştı korkudan kılıcı yatağın altına kaçmıştı.Bu kişi aynı steveye benziyordu.Sadece gözleri beyazdı.Bir anda tanımadığı adam ortadan kayboldu.Steve ancak bir dakika sonra kendine geldi.Kendi kendine oda neydi diye düşündü, daha sonra kendisini toparladı yatağına uzandı tavana bakarak uykuya daldı.
II. Bölüm Tuhaf Bir Rüya I.
Steve uyumaya başlamıştı.Bir anda kendini kapkara bir boşlukta buldu ilkten şaşırdı.Nerdeyim ben dedi kendi kendine birden karanlıktan bembeyaz gözler gözüktü.Birden beyaz gözlü adam stevenin arkasına geçti.Steve çok korkmuştuki kılını bile kıpırdatmıyordu.Beyaz gözlü adam bir anda gözden kayboldu steve bir patlama sesiyle uyandı.Hemen kılıcını alıp evden dışarı çıktı.Çok merak etmişti bu beyaz gözlü adam kimdi hep karşısına çıkıyordu giderken bir çukura düştü.Kendi kendine bu ne ya böle dedi.Deliğe baktı ve ne kadar büyükmüş dedi.Hemen çıkmayı denedi ama beceremedi tırmanırken yine çukura düştü o arada gözüne bir şey çarptı.Bu bir kağıt parçasıydı kağıtta seni öldüreceğim yazıyordu.Steve sağına soluna baktı kimse yoktu sadece kulağına kuş sesleri geliyordu.Notu okudukdan sonra yırtıp attı, bir iki dakika geçmemişken bir patlama sesi daha duydu, bu sefer yakından geliyordu.Steve çukurdan çıkmaya çalıştı.Bir yere bastı kendinisini itekledi ve kafası çukurdan dışarı çıktı uzaktan hareket eden bir şey gördü tam algılayamadı o anda şimşek çaktı, yakınına düşmüştü,steve korkudan elleri kaymıştı yere düşüp kafasını taşlara çarpmıştı ve bayıldı.
III. Bölüm Yeni Bir Ev I.
Steve uyandığında kendini başka bir evde buldu.Burasıda neresi dedi.Yataktan kalkıp evi dolaşmaya başladı ev oldukça büyüktü.Gez gez bitiremedi.Gezerken kapıyı buldu, dışarı çıktı eve dışardan baktı ev koskocamandı.Steve etrafa baktı hiçbir yer tanıdık gelmiyordu.Biraz gezeyim dedi.Gezerken etrafta her şey tazeydi yani hiç kimse buraya gelipte bir şeyler yapmamış gibiydi.Gezerken ilerde hareket eden bir şey gördü.Hemen eğildi sürünüre sürünüre hareket eden cisme yaklaştı uzaktan tam seçemiyordu ama yaklaştıkça bunun bir insan olduğunu anladı.Elinde kürekle kum kazıyordu.Adamın yüzünü çok merak etti.Ama adam hep arkasını dönüyordu nereye dönse oda arkasını dönüyordu.Acaba Bu beni gördü de böle mi yapıyor dedi kendi kendine.Adam yüzünü dönmeyince ayağa kalktı.Adama merhaba dedi.Adam yine arkasını dönmedi.Bu sefer adamı itekledi niye cevap vermiyorsun dedi.Adam 1-2 metre ileri gitti.Steve hala anlayamamıştı.Bu adam niye böle yapıyor dedi,Kendi kendine düşünürken adam bir anda arkasını döndü.Steve adamı görünce hemen tanıdı bu beyaz gözlü adamdı.Steve kaçmaya başladı beyaz gözlü adamda kürekle peşinden koşuyordu.Steve baya koştuktan yorulmaya başladı.Onun aksine beyaz gözlü adam çok hızlı koşuyordu ve yorulmak bilmiyordu.Steve koşarken ayağı takıldı ve bir yarığın içine düştü kalktığında beyaz gözlü adam ona bakıyordu.Steve niye beni rahatsız ediyorsun diye sordu.Beyaz gözlü adam sesini çıkarmadı.Bir anda yok oldu.Steve bu yarıktan nasıl çıkabileceğini düşünmeye başladı lakin bir çıkma yolu bulamadı tırmamaya çalışsa yarığa düşcekti.Steve o gün oradan çıkamayacağını anlamıştı.Hava kararıyordu steve bu akşamı bu yarıkta geçirceği belliydi.Hava kararınca yarığın içinde bir küçük delik buldu oradan ışık geliyordu.Delikten içeri girdi girerken bir çıkış yolu olacağını umdu ama içerde lav vardı.Steve lava biraz yakın bir taşlıkta kıvrılıp uyudu.
IV. Bölüm Yarığın Gizemi I.
Steve sabahın ilk ışıklarıyla uyandı.Taşların üzerinden kalktı.Yarııktaki delikten dışarı çıktı hava serindi ne çok soğuktu ne çok sıcaktı.Steve bu yarıktan nasıl çıkacağını düşünmeye başladı.Düşündü düşündü fakat bir çıkış yolu bulamadı.Kendi kendine belki buraları dolaşırsam tanırsam bir çıkış yolu bulabilirim.Yarığı gezmeye başladı.Yarıkta bir delik buldu delikten içeri girdi içerisi aydınlıktı.Yine lav olduğunu düşündü ama içerde bir meşale vardı.Steve bunu buraya kim koydu diye düşündü sonra aklına geldi belki biri daha önceden gelmiştir buraya diye düşündü.Meşaleyi eline alıp yarığın karanlık taraflarını gezmeye başladı.Gezerken bir şeye basmış olmalı ki cırat diye bir ses çıktı.Steve ne olduğunu anlamaya çalıştı ayağının altına baktı bir basınç plakası vardı.Meşaleyi basınç plakasına doğru yaklaştırdı.Aklından bence buna basınca bir yer açılıyor olmalı dedi.Yerden bir taş alıp plakanın üzerine koydu ve sesin nerden geldiğini aramaya koyuldu.Steve belki bu basınç plakası bir kapıyı açıyordur dedi.Geziyordu fakat hiçbir şey yoktu sırf taş vardı.Steve yarığın içini biraz daha dolaştı.Gezerken gözüne bir yerden ışık çarptı, hemen oraya doğru yöneldi,vardığında ışığın küçükük bir aralıktan geldiğini gördü o kadar küçüktü ki solucan bile geçemezdi.Steve bu kayalara dokunmaya başladı,dokunurken önünde daire şeklinde bir kapı olduğunu anladı.Bu kapıyı nasıl açıcam diye düşünürken aklına basınç plakası belki bunu açıyordur dedi.Hemen basınç plakasının oraya gitmeliyim dedi.Koşa koşa basınç plakasının oraya geliyordu.Koşarken aklına bir şey takıldı.Basınç plakasının üstüne taş koymuştu yani aktif olmalıydı belkide taş hafiftir dedi.Basınç plakasının yanına vardığında taş üzerinde yoktu.Steve çok şaşırdı ama ben bunun üstüne taş koymuştum acaba kaydımı etrafa baktı o taştan yoktu.Yeniden bir taş alıp oraya koydu.Yine cırat diye sesi duydu, koşa koşa daire biçimindeki kapıya koştu.Kapının yanına yaklaştığında yine cırat diye sesi duydu vardığında kapı kapanmıştı.Steve ya noluyor bu kapıya böle bir açılıyor bir kapanıyor.Steve içinden hmm, belkide basınç plakası bir ağırlık koyunca belli bir süre aktif oluyordur dedi,ama sonra aklına ayağını bastığında ilk cırat diye ses gelmişti bir dakika geçmişti ama yine cırat sesi gelmemişti.Ozaman bu taşta kendi kendisine hareket edemeyeceğine göre bir şey hareket ettiriyor olmalı dedi.Hemen basınç plakasının yanına koştu.Basınç plakasının üstüne yine taş yoktu.Hemen taşı alıp basınç plakasının üstüne koydu gider gibi yapıp ilerde bir yere saklandı.Gizlice taşa bakıyordu, bu arada cırat diye bir ses geldi.Steve taşa bakarken bir anda beyaz gözlü adam taşın yanına geldi.Taşı alıp yarıktan aşağı attı ve ortandan kayboldu.Steve napcağını şaşırmıştı şimdi taşı koyup kapıya koşsa beyaz gözlü adam taşı alıp kaçıyordu.Kapıyıda ittirsede açılmıyordu.Steve biraz düşündü.Kendi kendine sevinçle buldum dedi.Taşı yine basınç plakasının üstüne koydu.Bir yere saklandı cırat diye ses geldi beyaz gözlü adam ışınlandı tam taşı alırken steve üstüne atladı beyaz gözlü adama iki yumruk çaktı beyaz gözlü adam steveyi üstünden attı eliyle bir yeri işaret etti ve şimşek çaktı.Stevenin pantolonunun ucu alev almıştı.Steve imdat yanıyorum diye bağırdı beyaz gözlü adam aldırış etmeden yok olup gitti.Steve hemen pantolonunun ucunu taşa sürttü ve ateş söndü.Steve kendi kendine en azından taşı almayı unuttu salak dedi.Steve hemen kapıya koştu bu sefer kapı açıktı.Steve kapıdan içeri girdi.
V. Bölüm Yarığın Gizemi II.
Steve kapıdan içeri girdi.İçerisi oldukça aydınlıktı.İçerde iki üç fırın bir iki çalışma masası bir sandık vardı.Steve ilk sandığı açıp baktı içinde elma,kılıç,kazma,harita,çanta ve bir not vardı.Steve notu alıp okudu notta şöyle yazıyordu:Kim bu notu okuyorsa bende buraya düştüm ve çıkış yolu yaptım ve düşündüm biride benim gibi buraya düşebilir en iyisi ona ipucu bırakayım da takip edip oda çıksın.Steve haritaya baktı bu yarığı ve çıkış yerlerini gösteriyordu.Steve kılıcını beline kazmasını eline elmasını çantasını sırtına elmayı çantaya haritayı da eline aldı notu da buruşturup bir köşeye attı.Haritada ki yolu izledi.Yol bir merdiveni gösteriyordu.Hemen yolu takip etti.Merdivene ulaştı her şey çok kolay ve aksilik çıkmadan gidiyordu giderken haritada bir yerden bir yere zıplayarak geçmesi gerekiyordu.Zıplayacağı yere baktı çok uzundu ve altıda lavdı.Steve napıcağını bilmiyordu.Napsam napsam diye düşündü.Sonunda buldu elindeki kazmayla toprak kazdı.Toprakları lava koydu fakat topraklar lavın dibine kadar indi.Demekki lav derin dedi.Hemen az daha toprak topladı ve düz bir yol yaptı karşıya geçerken bir iki parça kalmışken yol lavın dibine girdi steve son anda bir kaya parçasına tutunmuştu.Napcam ben diye bağırmaya başlamıştı.Steve ayağını atmaya çalıştı ama olmadı yüksekti.Of ölücem diye bağıyordu.Elide ağrımaya başlamştı.Birden şimşek sesi duydu.Başını kaldırdığında beyaz gözlü adam ordaydı.Onu iyice süzdü süzdükten sonra ona bir gülümsedi.Eliyle bir yeri işaret etti şimşek çaktı ve stevenin tuttuğu kayalarla çıkış noktası aynı hizaya geldi.Beyaz gözlü adama baktığında çoktan gitmişti.Steve lavdan karşıya geçmişti.Beyaz gözlü adamın steve yardım etmesi tuhafına gitmişti Steve yardım yardımdır deyip yola devam etti.
VI. Bölüm Yarığın Gizemi III.
Steve haritayı eline aldı.Yolu izlemeye başladı.En sonunda bir kapı buldu haritada kapının sağına anlayamadığı tuhaf işaretler vardı.Bunlar de ne ya dedi.Bir yere oturup biraz düşünmeye başladı.Haritada kapıdan biraz uzakta bir kitaplık vardı.Kitaplığın yanına gitti.Kitapların hepsi birbirine benziyordu bütün kitapları süzdükten sonra bir tanesinin kapağının renginin sarıyla turuncu arası bir renkte olduğunu fark etti.Kitabı raftan aldı.Kitap çok eski olmalıydı ki üstüne bir karış toz vardı.Kitabın üstündeki tozları üfledikten sonra kitabı açtı kitap bomboştu kitabı baştan sona hızlıca taradı.En sonunda bir sayfada bir şeyler yazıyordu.Sayfada seviye bölümleri verilmişti ve bilmediği bir dilde harfler yazıyordu.Kitabı alıp kapıya doğru yöneldi kapının yanındaki harflere baktı bazı harfler kitaptakilere uyuyordu.Acaba bu kitap bunu mu açıyor ? Diye düşündü.Kapının yanına baktı harflerin arasında çok küçük bir biçimde beş yazıyordu.Steve kitaptaki sayfalarda 5. Seviyeyi buldu.Kapıdakilerle aynıydı.Steve acaba ne yapıcam bu kitaptaki kapı açılacak dedi.Kitabı kapıya doğru tuttu,lakin kapı kılını bile kıpırdatmadı.Steve anlayamadığı harfleri okumaya çalıştı.Okuduktan sonra kapının bir kısmı açıldı.Steve aralıktan girmeye çalıştı girerken kafayı taşa vurdu.Hemen acıyla kalkıp kapıya tekme attı.Kitabı eline alıp bu sefer daha düzgün okumaya çalıştı.Kapı biraz daha aralandı Steve kitabı çantaya atıp.Kapıdan içeri girdi.
VII. Bölüm Yarığın Gizemi IV.
Steve kapıdan içeri girdi.İçeride bir tane daha kapı vardı.Steve yinemi diye bağırdı kapıya yaklaşınca dışarıya açıldığını gördü.İçinden gine bu kapıda kitlidir dedi.Kapıya elleyince kapı açıldı direkt.Steve onca kilitli kapıdan sonra en önemlisi kitlisiz diyip gülmeye başladı.Steve dışarı çıktı.Hemen gezip koşmaya başladı.Hava güzeldi güneşte vardı.Haritaya baktı haritada başka bir yeri daha işaret ediyordu.Steve dikkatlice bakınca çölde bir yükseltiyi gösterdiğini anladı.Steve kararsız kalmıştı çöle mi gitsem kendime yeni bir ev mi yapsam diye düşündü.Fakat bir karara varamadı.Bence bu harita beni yarıktan çıkardıysa bu beladan da çıkarabilir dedi.Haritayı tekrar eline aldı.Deminki çıktığı yerle çöl arası seksen sekiz kmiş.Steve’nin gözleri bir anda fal taşı gibi açıldı.Yuh dedi seksen sekiz km neyle gidicez yürüyerek gitsen dünyanın yolu dedi.Steve çölün bulunduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı.Giderken aklına beyaz gözlü adam geldi şu an ortalıkta görünmüyordu ve onu öldürmeye çalışmıştı ama lavlara düşücekken ona yardım etmişti Steve bunu bir türlü anlayamıyordu.Neyse boşver dedi elinde ki haritaya bakarak çöle doğru gitmeye başladı.
VIII. Bölüm Uzun Yolculuk I.
Elinde ki haritaya bakarak çöle doğru gitmeye başladı.İlk başlarda kolay geliyordu çünkü daha çöle daha varmamıştı.Çöle doğru giderken düşündü acaba oraya varınca yaşar mıyım?Yada varınca boşuna mı gelmiş olucam.Diye düşünmeye başladı.Düşünürken canı sıkıldı haritaya baktı daha çok vardı.Haritayı incelerken haritayı sağa sola itince altında da haritanın devamını olduğunu gördü haritayı yere koyup açmaya başlayınca baya büyük bir alan kaplamış.Çöle yakın yerlere bakmış incelerken galiba yakınlarda bir yerde bir köy ve büyük bir şehir var dedi.Şehirdeki sokaklara cadde isimlerine baktı.Hiçbiri tanıdık gelmiyordu.Haritayı incelerken şimşek sesi duydu fazla uzaktan gelmiyordu.Haritayı incelerken bir anda beyaz gözlü adam önüne geldi ve şunları dedi:İyi bak yolcu incele düşün ve öle yolculuğuna devam et dedi ve ortadan kayboldu.Steve bu ne demek istiyor dedi kendi kendine.Beyaz gözlü adam gittikten sonra haritayı incelemeye devam etti.Haritada ki köyün ve orman isimleri tanıdık geliyordu.Acaba burası nere dedi nasıl bana tanıdık geliyor dedi.Düşünürken canı sıkıldı.Haritayı eski haline döndürüp yolculuğa devam etti.
IX. Bölüm Uzun Yolculuk II.
Haritayı eski haline döndürüp yolculuğa devam etti.Haritaya baktı çöle doğru döndü.Yürümeye başladı giderken bir ormana girdi orman çok sık ağaçlarla doluydu bir ara ağacı göremeyip kafayı dalına çaktı.Ahh diye bağırdı.Bu sefer daha dikkatli olmalıyım dedi.Kılıcıyla sarmaşıkları ve küçük dalları kırmaya başladı.En sonunda ormandan çıktı.İleride bir şey vardı tam ne olduğunu anlayamadı.Koşa koşa gördüğü şeye koşuyordu sadece ona bakıyordu.Giderken yumuşak bir şeye bastığını hissetti.Ayağına baktığında kumların üzerindeydi nihayet çöle geldim diye bağırdı.Haritayı açtı baktı daha 70km vardı yuh dedi.Steve haritaya bakınca bu arada kaynayan bir çölmüş dedi.İlerdeki şeye doğru koşmaya başladı yaklaşınca bunun bir çöl npcsi olduğunu anladı.Yavaşça yaklaştı köye.Köydeki havuçları göründe karnı acıktı.Gizlice tarlaya gidip havuçları aldı ve yedi.Yedikten sonra kalktı evlere baktı hiç birinde köylü yoktu.Evlerin kapılarını tıkladı içeri girdi kimse yoktu.Sanki bütün dünya bir anda ölmüş gibiydi.Bir evin merdivenlerine oturup düşünmeye başladı.Acaba bunlar nerde niye hiç etrafta canlı yok diye düşündü.Düşünürken birinin ayaklarının altında ezilen kum sesini duydu.Hemen kılıcı eline alıp bir yere pustu.Sesler gittikçe yaklaşıyordu sesin geldiği yöne baktı.Bir evin arkasından bebek köylü çıktı.Steve saklandığı yerden çıktı.Şaşkın şaşkın bebeğe baktı.Bebekde ona bakıyordu.Steve napıyorsun burada ufaklık diye sordu.Bebek köylü sanane diye sert çıkıştı.Steve herkes nerde ailen nerde diye sordu.Bebek köylü sanane dedi.Steve bu manyak olmalı ya bunun annesi yada babası başka cinsden birisiyle yatmış galiba diyip gülmeye başladı.Bebek köylü ona baktı komik bir şey mi? Var kardeşim dedi.Steve vardı napıcanlan dedi.Bebek köylü eve gidip sandıktan elmas kılıcını aldı.Steve vurmaya başladı.Steve napıyon lan manyak dedi en sonunda bebek köylüye bir tekme koydu demirci köyülünün evindeki lava düşüp yandı.Tam elmas kılıcı tutacakken oda lava düştü.Steve çok üzüldü daha sonra kendisini toparlayıp boş ver yine de taştan bir kılıcım var dedi.
X. Bölüm Uzun Yolculuk III.
Steve çok üzüldü daha sonra kendisini toparlayıp boş ver yine de taştan bir kılıcım var dedi.Steve eline haritayı aldı yolu takip etmeye başladı.Çöle doğru giderken hava kararmaya başladı hemen haritaya bakıp orman aradı.Haritada hemen yanında orman olduğu gözüküyordu.Kazmayla hemen ağaçları kesti.Ormanda odunları tahtaya dönüştürerek çadır görünümünde bir yer yaptı.Çantasından çıkardığı dört meşaleyi çadırın içine koydu.Biraz üşüyünce gazı geldi osurdu.Ohhh dedi rahatladım dedi.Sonra içerisi kokmaya başladı pfff dedi.Neyse geçer dedi.Koku gittikten sonra içerisi sıcakladı.Oh güzel sıcak deyip bir yere kıvrıldı ve uyudu.
XI. Bölüm Uzun Yolculuk IV.
Oh güzel sıcak diyip bir yere kıvrıldı ve uyudu.Steve kuş sesleriyle uyandı.Kazmayla kapının yerindeki tahtaları kırdı.İlk bir sopayı dışarı çıkardı belki tuzak vardır diye.bir şey yoktu dışarı çıktı hava güzeldi hatta ormanda olsa bile baya sıcaktı.Kendi kendine off ne sıcakmış bugün dedi.Çantasından haritayı çıkardı.Çöle doğru yürümeye başladı.Çöle doğru giderken susadı.Haritaya baktı junglenin dışında su vardı.Hemen suya gidip biraz içti yüzünü yıkadı.Haritayı eline alarak devam etti.Steve uzunca (2-3 saat boyunca) çöle doğru yürüdü.Giderken haritaya bir su damlası düştü.Kendi kendine biri mi tükürdü acaba dedi ama kimse yoktuki kafasını kaldırdığında yağmur yağdığını anladı yine hemen yanındaki odunlarla çadır görünümünde bir yer yapıp içine girdi ve uyudu.
XII. Bölüm Uzun Yolculuk V.
Steve uyurken bir ses duydu.Bir bağırma sesi duydu ve aniden uyandı.Noluyo lan dedi.Ses tekrar geldi.Steve hemen kazmayla kapı yerini kırdı ve dışarı çıktı.Güneş daha doğmamıştı.Ama uzaklardan bakınca birazcık gözüküyordu.Steve güneşe bakarken yine bağırma sesi geldi.Sesin geldiği yöne doğru ilerledi.Gittikçe ses yakından geliyordu eline kılıcını aldı.Ses baya yakından gelince sürünmeye başladı.Ses oldukça yakından geliyordu ağaçların arasından ilerledi birde ne görsün.Bir adam kanlar içinde yere diz çökmüş haldeydi.Beyaz gözlü adam kafasını tutup kaldırdı ve kanlı kılıcını adamın kafasına doğru tuttu.Steve ne yapacağını şaşırdı kendi kendine buna göz yumamam dedi.Kılıcı havaya kaldırdı ve beyaz gözlü adama doğru fırlattı.Kılıç tam beyaz gözlü adama değecekken beyaz gözlü adam ortadan kayboldu.Kılıçta taşa saplandı.Steve yerde oturan adamın yanına geldi.Hey nasılsın dostum diye sordu.Adam Steveye baktı tam bir şey dicekken bayıldı.
XIII. Bölüm Uzun Yolculuk VI.
Hey nasılsın dostum diye sordu.Adam Steveye baktı tam bir şey dicekken bayıldı.Steve taşa saplanan kılıcını da çekti.Adamıda sırtına alıp tahtadan çadırının yanına getirdi.Adamı çadıra soktu ve uzandırdı.Stevede çadırın önüne oturmuş etrafı izliyordu.İzlerken gözüne bir şey çarptı.Güneş yeni doğmaya başladığından pek belli olmuyordu ama dikkatli bakınca uzaktan bir ışık gibi bir şeyin yanıp söndüğünü gördü.Hemen kılıcını eline aldı.Çadırdaki adama baktı hala uyuyordu.Çadırın kapısını örtüp ışığa doğru gitmeye başladı.Giderken eline haritayı aldı.Gideceği yöne doğru döndü ve haritaya baktı.Haritada ileride kar biomunda donmuş bir su olduğunu gördü.Donmuş suya doğru koşmaya başladı.Yaklaşınca eğildi ve sürünmeye başladı.Küçük bir dağa çıkarak donmuş suya baktı.Bakarken gözüne güneş geldi.Güneş gelmeden önce bir şeyin orda hareket ettiğini gördü.Yerinden kalktı ve dağdan indi.Donmuş suya doğru koşmaya başladı sonunda bir düzlüğe ulaştı.Donmuş suya baktı.Orda 2 tane insan vardı.Üstlerinde galiba kutup ayısının postundan yapılmış bir kürk vardı.Adamlar elleriyle buza vuruyorlardı.Her buza vurduklarında buzun bazı parçaları etrafa saçılıyordu o arada güneşin ışınları da onlara vuruyor olmalı diye düşündü.Ayağa kalktı adamlara doğru ilerlemeye başladı.Hey merhaba dedi.Adamlar dönüp ona baktı ve ona doğru koşmaya başladılar.Steve noluyo la bir merhaba dedik dedi.Adamlardan biri Steveye doğru bir yumruk attı.Steve elindeki kılıcını adamın mideye soktu ve çekti.Diğer adamda üstüne geldi bu sefer Steve kılıcı uzaktan adamın kafaya attı ve kılıç adamın kafaya girdi.Steve adamların yanına geldi bana saldırmasaydınız bunlar olmayacaktı dedi ve kılıcı çekti.Daha sonra çadırdaki adam geldi aklına hemen çadıra doğru gitti.Çadıra vardığında kapı açıktı.İçeri baktığında demin getirdiği adam orda yoktu.Çadıra bakarken çantasının açık olduğunu gördü.Çantasına baktığında kağıt parçası yoktu.Çadıra baktığında kağıt parçası yerdeydi kağıdı aldı.Kağıtta bir şey kazınmışdı ve şöyle yazıyordu:Beni o vahşinin elinden kurtardığın için teşekkür ederim hadi sen yoluna ben yoluna yazıyordu.Steve kağıdı buruşturup yere attı.
XIV. Bölüm Uzun Yolculuk VII.
Steve kağıdı buruşturup yere attı.Kendi kendine daha adamı tanımadık bir merhaba demeden gitti.Neyse diyip.Çöle doğru yürümeye başladı.Haritaya baktı çöle yaklaşmıştı.Çölde gösterilen yerle aralarında 27 km vardı.Ohh az kalmış dedi.Yürümeye devam etti (3-4 saat).Uzunca yürüdükten sonra çöl ile karlı biomun birleştiği yere vardı.Çölde işaret edilen yere doğru ilerlemeye başladı.Giderken bir yerden lav sesleri geliyordu.Steve nerden geliyor diye anlamaya çalıştı.İlerlerken lav sesi çok yüksek geldi bir ara.Galiba buldum dedi bir adım attı atar atmaz kumlar aşağıya doğru çökmeye başladı.Steve eyvah tuzağa yakalandım dedi.Aşağıya düşerken bir kumtaşına tutundu.Aşağısı lavdı , lav o kadar derin olmalı ki o kadar çok kum vardı ki hepsi düşse bile lavın yüzeyine etki etmedi.Steve napıcağını şaşırdı.Sağ eliyle kum taşını tutuyordu.Kendi kendine sol elimi de kullanırsam herhalde buradan çıkarım dedi.Sol elinden bir yere tutundu tuttuğu anda eli kaydı.Sağ eliyle tutmaktan eli ağrımıştı ve terlemeye başladı.Steve hayır olamaz terleme kayacak elim diye bağırmaya başladı bu ne saçma dedi imdat diye bağırayım dedi.İmdat diye bağırdı.O kadar yüksek sesli bağırdı ki ses telleri kopacakmış gibi oldu.Bağırırken şimşek sesi duydu.Beyaz gözlü adam tepeden ona bakıyordu.Steve ne mal mal bakıyon lan ölücez şura da yardım et dedi.Beyaz gözlü adam lavın yanındaki kumları işaret etti ve şimşek çaktı alt tabadaki kumlar yok oldu.Diğer kumlarda lava düştü ve lavın üstüne kapandı.Steve elini bıraktı ve beyaz gözlü adama baktı.Sağol dedi.Beyaz gözlü adam uzakları gösterdi ve yok oldu.Steve çukurdan nasıl çıkacağını düşünmeye başladı.En sonunda aklına bir fikir geldi zıplayarak çukurdaki bir deliğe elini soktu.Diğer elini de başka deliğe soktu ve ayaklarıyla hızlıca koşmaya başladı ve başardı.Steve çantasından haritayı aldı işaretli yöne doğru ilerlemeye başladı.Acaba beyaz gözlü adam niye orayı işaret etmişti.Steve beyaz gözlü adamın işaret ettiği yere baktı.Haritada işaretli yer o yöndeydi.Yaklaşmış olmalı ki haritada 5 km yazıyordu.Steve koşarak haritada gösterilen yere gitti.Baya yaklaşınca uzaktan baktı tam seçemedi ama baya büyük bir yükselti vardı.Bütün gücüyle koşarak yüksekliğe gitti.Yüksekliğe varınca gözlerine inanamadı.Bu bir piramitti.Steve sol elinde kazma sağ elinde kitapla (harita kitabın içinde) piramite girdi.
XV. Bölüm Piramit I.
Steve sol elinde kazma sağ elinde kitapla (harita kitabın içinde) piramite girdi.İçerisi aydınlıktı (çok fazla değil , ortadan daha az).Steve piramitte ilerlerken bir yandan piramitin duvarlarına bakıyordu.Duvarlarına bakarken tuhaf tuhaf resimler gördü.Piramitte ilerlerken koskocaman bir odaya girdi.Odada beyaz gözlü adamın heykelleri vardı.Steve bunlara daha yakından baktı.Bunların hepsi altındandı.Steve piramiti gezerken canı sıkıldı.Kendi kendine offf , ne sıkıcı yer ya dedi.İlerlerken bir odaya girdi.Oda oldukça genişti odaya girince karşısında altından bir tahta oturmuş beyaz gözlü adamı gördü.Steve ilk başta ürktü.Beyaz gözlü adam üslubunu bozmadan hoş geldin yabancı dedi.Beyaz gözlü adam ayağa kalktı ve Steve ye yaklaştı.Benimle gel dedi.Steve istemese de ayakları gidiyordu.Ana ayaklarım kendi hareket ediyor dedi.Beyaz gözlü adam küçük içi tahtadan bir odaya getirdi.
XVI. SEZON FİNALİ
Beyaz gözlü adam küçük içi tahtadan bir odaya getirdi.Elime elmas kazma ve kılıç verdi.Kendi eline iki tane demir kılıç aldı.Gardını al dedi.Steve kazmayı sol eline aldı kılıcıda sağa başla dedi.Steve kazmayı beyaz gözlü adamın kafaya fırlattı.Beyaz gözlü adam kafasını eğdi.Steve iki eliyle kılıcı tuttu.Beyaz gözlü adam assain creed gibi sağ sol vuruyordu.Stevede kılıcıyla kendini savunuyordu.Beyaz gözlü adam yine vururken Steve kılıcıyla engelledi.Beyaz gözlü adamın kılıçlarını sıkıştırdı ve duvara doğru itmeye başladı.Beyaz gözlü adam kılıcının tekiyle Steve’nin suratını çizdi.Steve ilk başta ahh diye bağırdı yüzünü çizdiği için sinirlenmişti.Bir nara atarak beyaz gözlü adama vurdu.Beyaz gözlü adam kılıçlarıyla x harfini andıran bir şekilde kendini savundu , lakin Steve o kadar çok sinirlenmişti ki kılıçlara indirince ikisi de parçalanmıştı.Beyaz gözlü adam ışınlanma yeteneğini kullanmaya başladı.Steveyi durmadan gafil avlıyordu.Her seferinde Stevenin arkasına geçip yumruk atıyordu.Steve arkasını döndüğünde gitmiş oluyordu.En sonun da Steve bir tekme attı.Steve yere yuvarlandı olduğu yerde kaldı.Beyaz gözlü adam biraz yanına yaklaştı hadi kalk ayağa ve dövüş hemen pes etme dedi.Beyaz gözlü adam Steveye yaklaşarak öldün mü la bir tekmeyle dedi.Steve gizlice kılıcını kavradı ve o arada beyaz gözlü adamın ciğerine kılıcı soktu.Beyaz gözlü adam kaçamadı.Beyaz gözlü adam ne yaptın sen dedi.Steve gardını al demiştin bende aldım dedi.Steve odadan dışarı çıkmaya koyuldu.Beyaz gözlü adam dur gitme bari ölmeden önce sana diyeceklerimi söyleyeyim dedi.Steve beyaz gözlü adamın yanına geldi.Beyaz gözlü adam beni iyi dinle dedi.Beyaz gözlü adam aslında ben senin kardeşinim dedi.Steve ne diye bağırdı yalan söylüyorsun dedi Steve.Hayır bak omzumu aç orda bir doğum lekesi var aynısı sendede var dedi.Steve’nin omzunda doğum lekesi vardı bugüne kadar hiç fark etmemişti.Beyaz gözlü adamın omzunu açtı ondada aynı şekilde bir doğum lekesi vardı.Beyaz gözlü adam kapat omzumu diyeceklerimi dinle dedi.Ben senin kardeşinim şimdi içinden neden beni öldürmeye çalıştın diye düşünüyorsundur dedi.Sana hikayeyi baştan anlatayım.Sen küçüktün 7-8 yaşındaydın.Bense 9-10 annem bizi pikniğe götürmüştü bir ovaya . Piknik yeri seçmiştik annem yemekten sonra oyun oynamamıza izin vermişti.Ovanın hemen yanında bir çöl vardı.Annem çöle gitmeyin demişti.Biz ovada kovalamaca oynuyorduk.Ben seni kovalıyordum.Sen çöle doğru koşmuştun gitme diye bağırdım arkandan ama beni dinlemedin.Bende seni yakalamaya çalıştım ovaya götürcektim.Sen çölde koşarken ben tuzağa düştüm.Kum taneleri lavın üstüne doğru inerken ben bir yere tutunamadım ve lava düşüp yandım.Aslında gözlerim beyaz değildi.Ama lava düşünce acıdan sinirden üzüntüden gözlerim renk değiştirirken en son bu renkte kaldı.Sen de annemi yanına tek gelince kardeşin nerde diye sordu sen bilmiyorum dedin.Annem etrafta aradı beni bulamadı.Ağlamaya başladı sende ağladın dedi.Steve araya girdi şaşkınlıkla şimdi bunu hatırlıyorum dedi.Beyaz gözlü adam konuşmaya devam etti.Annemde seni bir adaya attı.Steve yine araya girdi neden ya beni niye bir adaya attı.Beyaz gözlü adam bir dediklerimi dinle araya girme zaten öleceğim sözlerim bitsin sonra sen konuş dedi.Beyaz gözlü adam sözüne devam etti.Seni buraya gönderdi.Nedenide beni kaybettiğin için sana olan öfkesiydi daha sonra pişman oldu neyse devam edeyim.Ben seni her zaman takip ediyordum.Hep sana göz kulak oluyordum.Bazen eğlencesine oyunlar yapıyordum , seni buraya kadar izledim aslına ben ipuçları bırakarak buraya gelmeni sağladım.Ben seni burada seni yere çökeltecektim ve sen benim kardeşimsin diyecektim ama umduğum gibi olmadı.Beyaz gözlü adam öksürmeye başladı.Steve iyi misin?Diye sordu sence mal mısın?Bir kılıç darbesi yedim.Neyse sana son sözüm beni unutma anneme iyi bak onu üzme he birde sen belki hatırlamazsın babam biz küçükken madende lava düşüp ölmüştü.Ben ölmeden önce sana son sözümü söyleyeyim benim adım Herobrine dedi ve gözlerini yumdu.Steve hayır kardeşim uyan uyan bırakma beni ben sensiz ne yaparım kardeşim beni bırakma diye ağlamaya başladı.
Bir Herobrine Efsanesi I. Kitap
I. Bölüm İlk Tanışma I.
Soğuk bir kış günüydü dışardaki uğultulardan fırtına olduğu belliydi steve odunlardan yaptığı küçük bir evde yaşıyordu.Steve evinde yatağına uzanmış tavana bakıyordu kim bilir içinden neler geçiyordu birden uğultu geçti steve fırtınanın aniden dinmesini tuhaf buldu daha sonra cıt cıt diye ses geldi bir yerden steve ilk başta korktu , daha sonra cesaretini topladı kendi kendine steve sen bir numarasın sen hiçbir şey korkmazsın küçücük sesden mi ürküyorsun dedi.Hemen eline kılıcını alıp kapının yanına gitti.Kapının hemen yanına gizlendi kapıyı açtı ve birde ne görsün içeri bir koyun girmiş steve ilk başta şaşırmış bumuydu korkacağım yaratık diye kendine kendine gülmeye başlamış o anda birden koyun insana dönüşmüş steve’nin kaşla göz arasında burnun dibine gelmiş steve ne yapacağını şaşırmıştı korkudan kılıcı yatağın altına kaçmıştı.Bu kişi aynı steveye benziyordu.Sadece gözleri beyazdı.Bir anda tanımadığı adam ortadan kayboldu.Steve ancak bir dakika sonra kendine geldi.Kendi kendine oda neydi diye düşündü, daha sonra kendisini toparladı yatağına uzandı tavana bakarak uykuya daldı.
II. Bölüm Tuhaf Bir Rüya I.
Steve uyumaya başlamıştı.Bir anda kendini kapkara bir boşlukta buldu ilkten şaşırdı.Nerdeyim ben dedi kendi kendine birden karanlıktan bembeyaz gözler gözüktü.Birden beyaz gözlü adam stevenin arkasına geçti.Steve çok korkmuştuki kılını bile kıpırdatmıyordu.Beyaz gözlü adam bir anda gözden kayboldu steve bir patlama sesiyle uyandı.Hemen kılıcını alıp evden dışarı çıktı.Çok merak etmişti bu beyaz gözlü adam kimdi hep karşısına çıkıyordu giderken bir çukura düştü.Kendi kendine bu ne ya böle dedi.Deliğe baktı ve ne kadar büyükmüş dedi.Hemen çıkmayı denedi ama beceremedi tırmanırken yine çukura düştü o arada gözüne bir şey çarptı.Bu bir kağıt parçasıydı kağıtta seni öldüreceğim yazıyordu.Steve sağına soluna baktı kimse yoktu sadece kulağına kuş sesleri geliyordu.Notu okudukdan sonra yırtıp attı, bir iki dakika geçmemişken bir patlama sesi daha duydu, bu sefer yakından geliyordu.Steve çukurdan çıkmaya çalıştı.Bir yere bastı kendinisini itekledi ve kafası çukurdan dışarı çıktı uzaktan hareket eden bir şey gördü tam algılayamadı o anda şimşek çaktı, yakınına düşmüştü,steve korkudan elleri kaymıştı yere düşüp kafasını taşlara çarpmıştı ve bayıldı.
III. Bölüm Yeni Bir Ev I.
Steve uyandığında kendini başka bir evde buldu.Burasıda neresi dedi.Yataktan kalkıp evi dolaşmaya başladı ev oldukça büyüktü.Gez gez bitiremedi.Gezerken kapıyı buldu, dışarı çıktı eve dışardan baktı ev koskocamandı.Steve etrafa baktı hiçbir yer tanıdık gelmiyordu.Biraz gezeyim dedi.Gezerken etrafta her şey tazeydi yani hiç kimse buraya gelipte bir şeyler yapmamış gibiydi.Gezerken ilerde hareket eden bir şey gördü.Hemen eğildi sürünüre sürünüre hareket eden cisme yaklaştı uzaktan tam seçemiyordu ama yaklaştıkça bunun bir insan olduğunu anladı.Elinde kürekle kum kazıyordu.Adamın yüzünü çok merak etti.Ama adam hep arkasını dönüyordu nereye dönse oda arkasını dönüyordu.Acaba Bu beni gördü de böle mi yapıyor dedi kendi kendine.Adam yüzünü dönmeyince ayağa kalktı.Adama merhaba dedi.Adam yine arkasını dönmedi.Bu sefer adamı itekledi niye cevap vermiyorsun dedi.Adam 1-2 metre ileri gitti.Steve hala anlayamamıştı.Bu adam niye böle yapıyor dedi,Kendi kendine düşünürken adam bir anda arkasını döndü.Steve adamı görünce hemen tanıdı bu beyaz gözlü adamdı.Steve kaçmaya başladı beyaz gözlü adamda kürekle peşinden koşuyordu.Steve baya koştuktan yorulmaya başladı.Onun aksine beyaz gözlü adam çok hızlı koşuyordu ve yorulmak bilmiyordu.Steve koşarken ayağı takıldı ve bir yarığın içine düştü kalktığında beyaz gözlü adam ona bakıyordu.Steve niye beni rahatsız ediyorsun diye sordu.Beyaz gözlü adam sesini çıkarmadı.Bir anda yok oldu.Steve bu yarıktan nasıl çıkabileceğini düşünmeye başladı lakin bir çıkma yolu bulamadı tırmamaya çalışsa yarığa düşcekti.Steve o gün oradan çıkamayacağını anlamıştı.Hava kararıyordu steve bu akşamı bu yarıkta geçirceği belliydi.Hava kararınca yarığın içinde bir küçük delik buldu oradan ışık geliyordu.Delikten içeri girdi girerken bir çıkış yolu olacağını umdu ama içerde lav vardı.Steve lava biraz yakın bir taşlıkta kıvrılıp uyudu.
IV. Bölüm Yarığın Gizemi I.
Steve sabahın ilk ışıklarıyla uyandı.Taşların üzerinden kalktı.Yarııktaki delikten dışarı çıktı hava serindi ne çok soğuktu ne çok sıcaktı.Steve bu yarıktan nasıl çıkacağını düşünmeye başladı.Düşündü düşündü fakat bir çıkış yolu bulamadı.Kendi kendine belki buraları dolaşırsam tanırsam bir çıkış yolu bulabilirim.Yarığı gezmeye başladı.Yarıkta bir delik buldu delikten içeri girdi içerisi aydınlıktı.Yine lav olduğunu düşündü ama içerde bir meşale vardı.Steve bunu buraya kim koydu diye düşündü sonra aklına geldi belki biri daha önceden gelmiştir buraya diye düşündü.Meşaleyi eline alıp yarığın karanlık taraflarını gezmeye başladı.Gezerken bir şeye basmış olmalı ki cırat diye bir ses çıktı.Steve ne olduğunu anlamaya çalıştı ayağının altına baktı bir basınç plakası vardı.Meşaleyi basınç plakasına doğru yaklaştırdı.Aklından bence buna basınca bir yer açılıyor olmalı dedi.Yerden bir taş alıp plakanın üzerine koydu ve sesin nerden geldiğini aramaya koyuldu.Steve belki bu basınç plakası bir kapıyı açıyordur dedi.Geziyordu fakat hiçbir şey yoktu sırf taş vardı.Steve yarığın içini biraz daha dolaştı.Gezerken gözüne bir yerden ışık çarptı, hemen oraya doğru yöneldi,vardığında ışığın küçükük bir aralıktan geldiğini gördü o kadar küçüktü ki solucan bile geçemezdi.Steve bu kayalara dokunmaya başladı,dokunurken önünde daire şeklinde bir kapı olduğunu anladı.Bu kapıyı nasıl açıcam diye düşünürken aklına basınç plakası belki bunu açıyordur dedi.Hemen basınç plakasının oraya gitmeliyim dedi.Koşa koşa basınç plakasının oraya geliyordu.Koşarken aklına bir şey takıldı.Basınç plakasının üstüne taş koymuştu yani aktif olmalıydı belkide taş hafiftir dedi.Basınç plakasının yanına vardığında taş üzerinde yoktu.Steve çok şaşırdı ama ben bunun üstüne taş koymuştum acaba kaydımı etrafa baktı o taştan yoktu.Yeniden bir taş alıp oraya koydu.Yine cırat diye sesi duydu, koşa koşa daire biçimindeki kapıya koştu.Kapının yanına yaklaştığında yine cırat diye sesi duydu vardığında kapı kapanmıştı.Steve ya noluyor bu kapıya böle bir açılıyor bir kapanıyor.Steve içinden hmm, belkide basınç plakası bir ağırlık koyunca belli bir süre aktif oluyordur dedi,ama sonra aklına ayağını bastığında ilk cırat diye ses gelmişti bir dakika geçmişti ama yine cırat sesi gelmemişti.Ozaman bu taşta kendi kendisine hareket edemeyeceğine göre bir şey hareket ettiriyor olmalı dedi.Hemen basınç plakasının yanına koştu.Basınç plakasının üstüne yine taş yoktu.Hemen taşı alıp basınç plakasının üstüne koydu gider gibi yapıp ilerde bir yere saklandı.Gizlice taşa bakıyordu, bu arada cırat diye bir ses geldi.Steve taşa bakarken bir anda beyaz gözlü adam taşın yanına geldi.Taşı alıp yarıktan aşağı attı ve ortandan kayboldu.Steve napcağını şaşırmıştı şimdi taşı koyup kapıya koşsa beyaz gözlü adam taşı alıp kaçıyordu.Kapıyıda ittirsede açılmıyordu.Steve biraz düşündü.Kendi kendine sevinçle buldum dedi.Taşı yine basınç plakasının üstüne koydu.Bir yere saklandı cırat diye ses geldi beyaz gözlü adam ışınlandı tam taşı alırken steve üstüne atladı beyaz gözlü adama iki yumruk çaktı beyaz gözlü adam steveyi üstünden attı eliyle bir yeri işaret etti ve şimşek çaktı.Stevenin pantolonunun ucu alev almıştı.Steve imdat yanıyorum diye bağırdı beyaz gözlü adam aldırış etmeden yok olup gitti.Steve hemen pantolonunun ucunu taşa sürttü ve ateş söndü.Steve kendi kendine en azından taşı almayı unuttu salak dedi.Steve hemen kapıya koştu bu sefer kapı açıktı.Steve kapıdan içeri girdi.
V. Bölüm Yarığın Gizemi II.
Steve kapıdan içeri girdi.İçerisi oldukça aydınlıktı.İçerde iki üç fırın bir iki çalışma masası bir sandık vardı.Steve ilk sandığı açıp baktı içinde elma,kılıç,kazma,harita,çanta ve bir not vardı.Steve notu alıp okudu notta şöyle yazıyordu:Kim bu notu okuyorsa bende buraya düştüm ve çıkış yolu yaptım ve düşündüm biride benim gibi buraya düşebilir en iyisi ona ipucu bırakayım da takip edip oda çıksın.Steve haritaya baktı bu yarığı ve çıkış yerlerini gösteriyordu.Steve kılıcını beline kazmasını eline elmasını çantasını sırtına elmayı çantaya haritayı da eline aldı notu da buruşturup bir köşeye attı.Haritada ki yolu izledi.Yol bir merdiveni gösteriyordu.Hemen yolu takip etti.Merdivene ulaştı her şey çok kolay ve aksilik çıkmadan gidiyordu giderken haritada bir yerden bir yere zıplayarak geçmesi gerekiyordu.Zıplayacağı yere baktı çok uzundu ve altıda lavdı.Steve napıcağını bilmiyordu.Napsam napsam diye düşündü.Sonunda buldu elindeki kazmayla toprak kazdı.Toprakları lava koydu fakat topraklar lavın dibine kadar indi.Demekki lav derin dedi.Hemen az daha toprak topladı ve düz bir yol yaptı karşıya geçerken bir iki parça kalmışken yol lavın dibine girdi steve son anda bir kaya parçasına tutunmuştu.Napcam ben diye bağırmaya başlamıştı.Steve ayağını atmaya çalıştı ama olmadı yüksekti.Of ölücem diye bağıyordu.Elide ağrımaya başlamştı.Birden şimşek sesi duydu.Başını kaldırdığında beyaz gözlü adam ordaydı.Onu iyice süzdü süzdükten sonra ona bir gülümsedi.Eliyle bir yeri işaret etti şimşek çaktı ve stevenin tuttuğu kayalarla çıkış noktası aynı hizaya geldi.Beyaz gözlü adama baktığında çoktan gitmişti.Steve lavdan karşıya geçmişti.Beyaz gözlü adamın steve yardım etmesi tuhafına gitmişti Steve yardım yardımdır deyip yola devam etti.
VI. Bölüm Yarığın Gizemi III.
Steve haritayı eline aldı.Yolu izlemeye başladı.En sonunda bir kapı buldu haritada kapının sağına anlayamadığı tuhaf işaretler vardı.Bunlar de ne ya dedi.Bir yere oturup biraz düşünmeye başladı.Haritada kapıdan biraz uzakta bir kitaplık vardı.Kitaplığın yanına gitti.Kitapların hepsi birbirine benziyordu bütün kitapları süzdükten sonra bir tanesinin kapağının renginin sarıyla turuncu arası bir renkte olduğunu fark etti.Kitabı raftan aldı.Kitap çok eski olmalıydı ki üstüne bir karış toz vardı.Kitabın üstündeki tozları üfledikten sonra kitabı açtı kitap bomboştu kitabı baştan sona hızlıca taradı.En sonunda bir sayfada bir şeyler yazıyordu.Sayfada seviye bölümleri verilmişti ve bilmediği bir dilde harfler yazıyordu.Kitabı alıp kapıya doğru yöneldi kapının yanındaki harflere baktı bazı harfler kitaptakilere uyuyordu.Acaba bu kitap bunu mu açıyor ? Diye düşündü.Kapının yanına baktı harflerin arasında çok küçük bir biçimde beş yazıyordu.Steve kitaptaki sayfalarda 5. Seviyeyi buldu.Kapıdakilerle aynıydı.Steve acaba ne yapıcam bu kitaptaki kapı açılacak dedi.Kitabı kapıya doğru tuttu,lakin kapı kılını bile kıpırdatmadı.Steve anlayamadığı harfleri okumaya çalıştı.Okuduktan sonra kapının bir kısmı açıldı.Steve aralıktan girmeye çalıştı girerken kafayı taşa vurdu.Hemen acıyla kalkıp kapıya tekme attı.Kitabı eline alıp bu sefer daha düzgün okumaya çalıştı.Kapı biraz daha aralandı Steve kitabı çantaya atıp.Kapıdan içeri girdi.
VII. Bölüm Yarığın Gizemi IV.
Steve kapıdan içeri girdi.İçeride bir tane daha kapı vardı.Steve yinemi diye bağırdı kapıya yaklaşınca dışarıya açıldığını gördü.İçinden gine bu kapıda kitlidir dedi.Kapıya elleyince kapı açıldı direkt.Steve onca kilitli kapıdan sonra en önemlisi kitlisiz diyip gülmeye başladı.Steve dışarı çıktı.Hemen gezip koşmaya başladı.Hava güzeldi güneşte vardı.Haritaya baktı haritada başka bir yeri daha işaret ediyordu.Steve dikkatlice bakınca çölde bir yükseltiyi gösterdiğini anladı.Steve kararsız kalmıştı çöle mi gitsem kendime yeni bir ev mi yapsam diye düşündü.Fakat bir karara varamadı.Bence bu harita beni yarıktan çıkardıysa bu beladan da çıkarabilir dedi.Haritayı tekrar eline aldı.Deminki çıktığı yerle çöl arası seksen sekiz kmiş.Steve’nin gözleri bir anda fal taşı gibi açıldı.Yuh dedi seksen sekiz km neyle gidicez yürüyerek gitsen dünyanın yolu dedi.Steve çölün bulunduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı.Giderken aklına beyaz gözlü adam geldi şu an ortalıkta görünmüyordu ve onu öldürmeye çalışmıştı ama lavlara düşücekken ona yardım etmişti Steve bunu bir türlü anlayamıyordu.Neyse boşver dedi elinde ki haritaya bakarak çöle doğru gitmeye başladı.
VIII. Bölüm Uzun Yolculuk I.
Elinde ki haritaya bakarak çöle doğru gitmeye başladı.İlk başlarda kolay geliyordu çünkü daha çöle daha varmamıştı.Çöle doğru giderken düşündü acaba oraya varınca yaşar mıyım?Yada varınca boşuna mı gelmiş olucam.Diye düşünmeye başladı.Düşünürken canı sıkıldı haritaya baktı daha çok vardı.Haritayı incelerken haritayı sağa sola itince altında da haritanın devamını olduğunu gördü haritayı yere koyup açmaya başlayınca baya büyük bir alan kaplamış.Çöle yakın yerlere bakmış incelerken galiba yakınlarda bir yerde bir köy ve büyük bir şehir var dedi.Şehirdeki sokaklara cadde isimlerine baktı.Hiçbiri tanıdık gelmiyordu.Haritayı incelerken şimşek sesi duydu fazla uzaktan gelmiyordu.Haritayı incelerken bir anda beyaz gözlü adam önüne geldi ve şunları dedi:İyi bak yolcu incele düşün ve öle yolculuğuna devam et dedi ve ortadan kayboldu.Steve bu ne demek istiyor dedi kendi kendine.Beyaz gözlü adam gittikten sonra haritayı incelemeye devam etti.Haritada ki köyün ve orman isimleri tanıdık geliyordu.Acaba burası nere dedi nasıl bana tanıdık geliyor dedi.Düşünürken canı sıkıldı.Haritayı eski haline döndürüp yolculuğa devam etti.
IX. Bölüm Uzun Yolculuk II.
Haritayı eski haline döndürüp yolculuğa devam etti.Haritaya baktı çöle doğru döndü.Yürümeye başladı giderken bir ormana girdi orman çok sık ağaçlarla doluydu bir ara ağacı göremeyip kafayı dalına çaktı.Ahh diye bağırdı.Bu sefer daha dikkatli olmalıyım dedi.Kılıcıyla sarmaşıkları ve küçük dalları kırmaya başladı.En sonunda ormandan çıktı.İleride bir şey vardı tam ne olduğunu anlayamadı.Koşa koşa gördüğü şeye koşuyordu sadece ona bakıyordu.Giderken yumuşak bir şeye bastığını hissetti.Ayağına baktığında kumların üzerindeydi nihayet çöle geldim diye bağırdı.Haritayı açtı baktı daha 70km vardı yuh dedi.Steve haritaya bakınca bu arada kaynayan bir çölmüş dedi.İlerdeki şeye doğru koşmaya başladı yaklaşınca bunun bir çöl npcsi olduğunu anladı.Yavaşça yaklaştı köye.Köydeki havuçları göründe karnı acıktı.Gizlice tarlaya gidip havuçları aldı ve yedi.Yedikten sonra kalktı evlere baktı hiç birinde köylü yoktu.Evlerin kapılarını tıkladı içeri girdi kimse yoktu.Sanki bütün dünya bir anda ölmüş gibiydi.Bir evin merdivenlerine oturup düşünmeye başladı.Acaba bunlar nerde niye hiç etrafta canlı yok diye düşündü.Düşünürken birinin ayaklarının altında ezilen kum sesini duydu.Hemen kılıcı eline alıp bir yere pustu.Sesler gittikçe yaklaşıyordu sesin geldiği yöne baktı.Bir evin arkasından bebek köylü çıktı.Steve saklandığı yerden çıktı.Şaşkın şaşkın bebeğe baktı.Bebekde ona bakıyordu.Steve napıyorsun burada ufaklık diye sordu.Bebek köylü sanane diye sert çıkıştı.Steve herkes nerde ailen nerde diye sordu.Bebek köylü sanane dedi.Steve bu manyak olmalı ya bunun annesi yada babası başka cinsden birisiyle yatmış galiba diyip gülmeye başladı.Bebek köylü ona baktı komik bir şey mi? Var kardeşim dedi.Steve vardı napıcanlan dedi.Bebek köylü eve gidip sandıktan elmas kılıcını aldı.Steve vurmaya başladı.Steve napıyon lan manyak dedi en sonunda bebek köylüye bir tekme koydu demirci köyülünün evindeki lava düşüp yandı.Tam elmas kılıcı tutacakken oda lava düştü.Steve çok üzüldü daha sonra kendisini toparlayıp boş ver yine de taştan bir kılıcım var dedi.
X. Bölüm Uzun Yolculuk III.
Steve çok üzüldü daha sonra kendisini toparlayıp boş ver yine de taştan bir kılıcım var dedi.Steve eline haritayı aldı yolu takip etmeye başladı.Çöle doğru giderken hava kararmaya başladı hemen haritaya bakıp orman aradı.Haritada hemen yanında orman olduğu gözüküyordu.Kazmayla hemen ağaçları kesti.Ormanda odunları tahtaya dönüştürerek çadır görünümünde bir yer yaptı.Çantasından çıkardığı dört meşaleyi çadırın içine koydu.Biraz üşüyünce gazı geldi osurdu.Ohhh dedi rahatladım dedi.Sonra içerisi kokmaya başladı pfff dedi.Neyse geçer dedi.Koku gittikten sonra içerisi sıcakladı.Oh güzel sıcak deyip bir yere kıvrıldı ve uyudu.
XI. Bölüm Uzun Yolculuk IV.
Oh güzel sıcak diyip bir yere kıvrıldı ve uyudu.Steve kuş sesleriyle uyandı.Kazmayla kapının yerindeki tahtaları kırdı.İlk bir sopayı dışarı çıkardı belki tuzak vardır diye.bir şey yoktu dışarı çıktı hava güzeldi hatta ormanda olsa bile baya sıcaktı.Kendi kendine off ne sıcakmış bugün dedi.Çantasından haritayı çıkardı.Çöle doğru yürümeye başladı.Çöle doğru giderken susadı.Haritaya baktı junglenin dışında su vardı.Hemen suya gidip biraz içti yüzünü yıkadı.Haritayı eline alarak devam etti.Steve uzunca (2-3 saat boyunca) çöle doğru yürüdü.Giderken haritaya bir su damlası düştü.Kendi kendine biri mi tükürdü acaba dedi ama kimse yoktuki kafasını kaldırdığında yağmur yağdığını anladı yine hemen yanındaki odunlarla çadır görünümünde bir yer yapıp içine girdi ve uyudu.
XII. Bölüm Uzun Yolculuk V.
Steve uyurken bir ses duydu.Bir bağırma sesi duydu ve aniden uyandı.Noluyo lan dedi.Ses tekrar geldi.Steve hemen kazmayla kapı yerini kırdı ve dışarı çıktı.Güneş daha doğmamıştı.Ama uzaklardan bakınca birazcık gözüküyordu.Steve güneşe bakarken yine bağırma sesi geldi.Sesin geldiği yöne doğru ilerledi.Gittikçe ses yakından geliyordu eline kılıcını aldı.Ses baya yakından gelince sürünmeye başladı.Ses oldukça yakından geliyordu ağaçların arasından ilerledi birde ne görsün.Bir adam kanlar içinde yere diz çökmüş haldeydi.Beyaz gözlü adam kafasını tutup kaldırdı ve kanlı kılıcını adamın kafasına doğru tuttu.Steve ne yapacağını şaşırdı kendi kendine buna göz yumamam dedi.Kılıcı havaya kaldırdı ve beyaz gözlü adama doğru fırlattı.Kılıç tam beyaz gözlü adama değecekken beyaz gözlü adam ortadan kayboldu.Kılıçta taşa saplandı.Steve yerde oturan adamın yanına geldi.Hey nasılsın dostum diye sordu.Adam Steveye baktı tam bir şey dicekken bayıldı.
XIII. Bölüm Uzun Yolculuk VI.
Hey nasılsın dostum diye sordu.Adam Steveye baktı tam bir şey dicekken bayıldı.Steve taşa saplanan kılıcını da çekti.Adamıda sırtına alıp tahtadan çadırının yanına getirdi.Adamı çadıra soktu ve uzandırdı.Stevede çadırın önüne oturmuş etrafı izliyordu.İzlerken gözüne bir şey çarptı.Güneş yeni doğmaya başladığından pek belli olmuyordu ama dikkatli bakınca uzaktan bir ışık gibi bir şeyin yanıp söndüğünü gördü.Hemen kılıcını eline aldı.Çadırdaki adama baktı hala uyuyordu.Çadırın kapısını örtüp ışığa doğru gitmeye başladı.Giderken eline haritayı aldı.Gideceği yöne doğru döndü ve haritaya baktı.Haritada ileride kar biomunda donmuş bir su olduğunu gördü.Donmuş suya doğru koşmaya başladı.Yaklaşınca eğildi ve sürünmeye başladı.Küçük bir dağa çıkarak donmuş suya baktı.Bakarken gözüne güneş geldi.Güneş gelmeden önce bir şeyin orda hareket ettiğini gördü.Yerinden kalktı ve dağdan indi.Donmuş suya doğru koşmaya başladı sonunda bir düzlüğe ulaştı.Donmuş suya baktı.Orda 2 tane insan vardı.Üstlerinde galiba kutup ayısının postundan yapılmış bir kürk vardı.Adamlar elleriyle buza vuruyorlardı.Her buza vurduklarında buzun bazı parçaları etrafa saçılıyordu o arada güneşin ışınları da onlara vuruyor olmalı diye düşündü.Ayağa kalktı adamlara doğru ilerlemeye başladı.Hey merhaba dedi.Adamlar dönüp ona baktı ve ona doğru koşmaya başladılar.Steve noluyo la bir merhaba dedik dedi.Adamlardan biri Steveye doğru bir yumruk attı.Steve elindeki kılıcını adamın mideye soktu ve çekti.Diğer adamda üstüne geldi bu sefer Steve kılıcı uzaktan adamın kafaya attı ve kılıç adamın kafaya girdi.Steve adamların yanına geldi bana saldırmasaydınız bunlar olmayacaktı dedi ve kılıcı çekti.Daha sonra çadırdaki adam geldi aklına hemen çadıra doğru gitti.Çadıra vardığında kapı açıktı.İçeri baktığında demin getirdiği adam orda yoktu.Çadıra bakarken çantasının açık olduğunu gördü.Çantasına baktığında kağıt parçası yoktu.Çadıra baktığında kağıt parçası yerdeydi kağıdı aldı.Kağıtta bir şey kazınmışdı ve şöyle yazıyordu:Beni o vahşinin elinden kurtardığın için teşekkür ederim hadi sen yoluna ben yoluna yazıyordu.Steve kağıdı buruşturup yere attı.
XIV. Bölüm Uzun Yolculuk VII.
Steve kağıdı buruşturup yere attı.Kendi kendine daha adamı tanımadık bir merhaba demeden gitti.Neyse diyip.Çöle doğru yürümeye başladı.Haritaya baktı çöle yaklaşmıştı.Çölde gösterilen yerle aralarında 27 km vardı.Ohh az kalmış dedi.Yürümeye devam etti (3-4 saat).Uzunca yürüdükten sonra çöl ile karlı biomun birleştiği yere vardı.Çölde işaret edilen yere doğru ilerlemeye başladı.Giderken bir yerden lav sesleri geliyordu.Steve nerden geliyor diye anlamaya çalıştı.İlerlerken lav sesi çok yüksek geldi bir ara.Galiba buldum dedi bir adım attı atar atmaz kumlar aşağıya doğru çökmeye başladı.Steve eyvah tuzağa yakalandım dedi.Aşağıya düşerken bir kumtaşına tutundu.Aşağısı lavdı , lav o kadar derin olmalı ki o kadar çok kum vardı ki hepsi düşse bile lavın yüzeyine etki etmedi.Steve napıcağını şaşırdı.Sağ eliyle kum taşını tutuyordu.Kendi kendine sol elimi de kullanırsam herhalde buradan çıkarım dedi.Sol elinden bir yere tutundu tuttuğu anda eli kaydı.Sağ eliyle tutmaktan eli ağrımıştı ve terlemeye başladı.Steve hayır olamaz terleme kayacak elim diye bağırmaya başladı bu ne saçma dedi imdat diye bağırayım dedi.İmdat diye bağırdı.O kadar yüksek sesli bağırdı ki ses telleri kopacakmış gibi oldu.Bağırırken şimşek sesi duydu.Beyaz gözlü adam tepeden ona bakıyordu.Steve ne mal mal bakıyon lan ölücez şura da yardım et dedi.Beyaz gözlü adam lavın yanındaki kumları işaret etti ve şimşek çaktı alt tabadaki kumlar yok oldu.Diğer kumlarda lava düştü ve lavın üstüne kapandı.Steve elini bıraktı ve beyaz gözlü adama baktı.Sağol dedi.Beyaz gözlü adam uzakları gösterdi ve yok oldu.Steve çukurdan nasıl çıkacağını düşünmeye başladı.En sonunda aklına bir fikir geldi zıplayarak çukurdaki bir deliğe elini soktu.Diğer elini de başka deliğe soktu ve ayaklarıyla hızlıca koşmaya başladı ve başardı.Steve çantasından haritayı aldı işaretli yöne doğru ilerlemeye başladı.Acaba beyaz gözlü adam niye orayı işaret etmişti.Steve beyaz gözlü adamın işaret ettiği yere baktı.Haritada işaretli yer o yöndeydi.Yaklaşmış olmalı ki haritada 5 km yazıyordu.Steve koşarak haritada gösterilen yere gitti.Baya yaklaşınca uzaktan baktı tam seçemedi ama baya büyük bir yükselti vardı.Bütün gücüyle koşarak yüksekliğe gitti.Yüksekliğe varınca gözlerine inanamadı.Bu bir piramitti.Steve sol elinde kazma sağ elinde kitapla (harita kitabın içinde) piramite girdi.
XV. Bölüm Piramit I.
Steve sol elinde kazma sağ elinde kitapla (harita kitabın içinde) piramite girdi.İçerisi aydınlıktı (çok fazla değil , ortadan daha az).Steve piramitte ilerlerken bir yandan piramitin duvarlarına bakıyordu.Duvarlarına bakarken tuhaf tuhaf resimler gördü.Piramitte ilerlerken koskocaman bir odaya girdi.Odada beyaz gözlü adamın heykelleri vardı.Steve bunlara daha yakından baktı.Bunların hepsi altındandı.Steve piramiti gezerken canı sıkıldı.Kendi kendine offf , ne sıkıcı yer ya dedi.İlerlerken bir odaya girdi.Oda oldukça genişti odaya girince karşısında altından bir tahta oturmuş beyaz gözlü adamı gördü.Steve ilk başta ürktü.Beyaz gözlü adam üslubunu bozmadan hoş geldin yabancı dedi.Beyaz gözlü adam ayağa kalktı ve Steve ye yaklaştı.Benimle gel dedi.Steve istemese de ayakları gidiyordu.Ana ayaklarım kendi hareket ediyor dedi.Beyaz gözlü adam küçük içi tahtadan bir odaya getirdi.
XVI. SEZON FİNALİ
Beyaz gözlü adam küçük içi tahtadan bir odaya getirdi.Elime elmas kazma ve kılıç verdi.Kendi eline iki tane demir kılıç aldı.Gardını al dedi.Steve kazmayı sol eline aldı kılıcıda sağa başla dedi.Steve kazmayı beyaz gözlü adamın kafaya fırlattı.Beyaz gözlü adam kafasını eğdi.Steve iki eliyle kılıcı tuttu.Beyaz gözlü adam assain creed gibi sağ sol vuruyordu.Stevede kılıcıyla kendini savunuyordu.Beyaz gözlü adam yine vururken Steve kılıcıyla engelledi.Beyaz gözlü adamın kılıçlarını sıkıştırdı ve duvara doğru itmeye başladı.Beyaz gözlü adam kılıcının tekiyle Steve’nin suratını çizdi.Steve ilk başta ahh diye bağırdı yüzünü çizdiği için sinirlenmişti.Bir nara atarak beyaz gözlü adama vurdu.Beyaz gözlü adam kılıçlarıyla x harfini andıran bir şekilde kendini savundu , lakin Steve o kadar çok sinirlenmişti ki kılıçlara indirince ikisi de parçalanmıştı.Beyaz gözlü adam ışınlanma yeteneğini kullanmaya başladı.Steveyi durmadan gafil avlıyordu.Her seferinde Stevenin arkasına geçip yumruk atıyordu.Steve arkasını döndüğünde gitmiş oluyordu.En sonun da Steve bir tekme attı.Steve yere yuvarlandı olduğu yerde kaldı.Beyaz gözlü adam biraz yanına yaklaştı hadi kalk ayağa ve dövüş hemen pes etme dedi.Beyaz gözlü adam Steveye yaklaşarak öldün mü la bir tekmeyle dedi.Steve gizlice kılıcını kavradı ve o arada beyaz gözlü adamın ciğerine kılıcı soktu.Beyaz gözlü adam kaçamadı.Beyaz gözlü adam ne yaptın sen dedi.Steve gardını al demiştin bende aldım dedi.Steve odadan dışarı çıkmaya koyuldu.Beyaz gözlü adam dur gitme bari ölmeden önce sana diyeceklerimi söyleyeyim dedi.Steve beyaz gözlü adamın yanına geldi.Beyaz gözlü adam beni iyi dinle dedi.Beyaz gözlü adam aslında ben senin kardeşinim dedi.Steve ne diye bağırdı yalan söylüyorsun dedi Steve.Hayır bak omzumu aç orda bir doğum lekesi var aynısı sendede var dedi.Steve’nin omzunda doğum lekesi vardı bugüne kadar hiç fark etmemişti.Beyaz gözlü adamın omzunu açtı ondada aynı şekilde bir doğum lekesi vardı.Beyaz gözlü adam kapat omzumu diyeceklerimi dinle dedi.Ben senin kardeşinim şimdi içinden neden beni öldürmeye çalıştın diye düşünüyorsundur dedi.Sana hikayeyi baştan anlatayım.Sen küçüktün 7-8 yaşındaydın.Bense 9-10 annem bizi pikniğe götürmüştü bir ovaya . Piknik yeri seçmiştik annem yemekten sonra oyun oynamamıza izin vermişti.Ovanın hemen yanında bir çöl vardı.Annem çöle gitmeyin demişti.Biz ovada kovalamaca oynuyorduk.Ben seni kovalıyordum.Sen çöle doğru koşmuştun gitme diye bağırdım arkandan ama beni dinlemedin.Bende seni yakalamaya çalıştım ovaya götürcektim.Sen çölde koşarken ben tuzağa düştüm.Kum taneleri lavın üstüne doğru inerken ben bir yere tutunamadım ve lava düşüp yandım.Aslında gözlerim beyaz değildi.Ama lava düşünce acıdan sinirden üzüntüden gözlerim renk değiştirirken en son bu renkte kaldı.Sen de annemi yanına tek gelince kardeşin nerde diye sordu sen bilmiyorum dedin.Annem etrafta aradı beni bulamadı.Ağlamaya başladı sende ağladın dedi.Steve araya girdi şaşkınlıkla şimdi bunu hatırlıyorum dedi.Beyaz gözlü adam konuşmaya devam etti.Annemde seni bir adaya attı.Steve yine araya girdi neden ya beni niye bir adaya attı.Beyaz gözlü adam bir dediklerimi dinle araya girme zaten öleceğim sözlerim bitsin sonra sen konuş dedi.Beyaz gözlü adam sözüne devam etti.Seni buraya gönderdi.Nedenide beni kaybettiğin için sana olan öfkesiydi daha sonra pişman oldu neyse devam edeyim.Ben seni her zaman takip ediyordum.Hep sana göz kulak oluyordum.Bazen eğlencesine oyunlar yapıyordum , seni buraya kadar izledim aslına ben ipuçları bırakarak buraya gelmeni sağladım.Ben seni burada seni yere çökeltecektim ve sen benim kardeşimsin diyecektim ama umduğum gibi olmadı.Beyaz gözlü adam öksürmeye başladı.Steve iyi misin?Diye sordu sence mal mısın?Bir kılıç darbesi yedim.Neyse sana son sözüm beni unutma anneme iyi bak onu üzme he birde sen belki hatırlamazsın babam biz küçükken madende lava düşüp ölmüştü.Ben ölmeden önce sana son sözümü söyleyeyim benim adım Herobrine dedi ve gözlerini yumdu.Steve hayır kardeşim uyan uyan bırakma beni ben sensiz ne yaparım kardeşim beni bırakma diye ağlamaya başladı.
SON
